Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çağcıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağdaş

Örnek:

1. Kuşku yok ki çok modern, çağcıl bir roman.

1. Kuşku yok ki çok modern, çağcıl bir roman.

2. Tekniğin, bilimin yeniliklerinden yararlanan, modern


çağcıllaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaşma


çağcıllaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çağdaşlaşmak


çağcıllaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaştırma


çağcıllaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çağdaşlaştırmak


çağcıllık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlık


çağdaş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aynı çağda yaşayan, çağcıl, asri, muasır

Örnek:

1. Daha sonrakileri ve Necip Fazıl'ın çağdaşlarını konuşmak üzere bugünkü sohbetimize son verdik.

1. Daha sonrakileri ve Necip Fazıl'ın çağdaşlarını konuşmak üzere bugünkü sohbetimize son verdik.

2. Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan, çağcıl, uygarca, asri, modern

Örnek:

1. Sadece toplumsal olmakla kalmayıp uluslararası ve evrensel de olan çağdaş şiirin önemi de bence buradadır işte.

1. Sadece toplumsal olmakla kalmayıp uluslararası ve evrensel de olan çağdaş şiirin önemi de bence buradadır işte.


çağdaşlaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaşabilmek işi


çağdaşlaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çağdaşlaşma ihtimali veya imkânı bulunmak


çağdaşlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaşmak işi, çağcıllaşma, modernleşme, asrileşme, muasırlaşma, modernizasyon


çağdaşlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çağın tutumuna, anlayışına, gereklerine uymak, çağdaş duruma gelmek, çağcıllaşmak, modernleşmek, asrileşmek, muasırlaşmak


çağdaşlaştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaştırabilmek işi


çağdaşlaştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çağdaşlaştırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çağdaşlaştırmaya gücü yetmek

3. Çağdaşlaştırma becerisi bulunmak


çağdaşlaştırılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaştırılabilmek işi


çağdaşlaştırılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çağdaşlaştırılma ihtimali veya imkânı bulunmak


çağdaşlaştırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaştırılmak işi


çağdaşlaştırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çağdaşlaşması sağlanmak


çağdaşlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlaştırmak işi, çağcıllaştırma, modernleştirme, asrileştirme, muasırlaştırma


çağdaşlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çağdaşlaşmasına yol açmak, çağcıllaştırmak, modernleştirmek, asrileştirmek, muasırlaştırmak


çağdaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağdaş olma durumu, çağcıllık, modernlik, asrilik, muasırlık, modernizm


çağı geçmek
Anlamı:

1. eskimek

2. dönemi veya modası geçmek


çağı yakalamak
Anlamı:

1. çağın gerektirdiği gelişmişlik düzeyine ulaşmak


çağıl çağıl
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çağıldayarak

Örnek:

1. Fırat, Malatya'ya doğru bir dirsek gibi kıvrıldığı vadide artık dağlardan kopup çağıl çağıl köpürmüyor.

1. Fırat, Malatya'ya doğru bir dirsek gibi kıvrıldığı vadide artık dağlardan kopup çağıl çağıl köpürmüyor.


çağıldama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağıldamak işi


çağıldamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sular akarken taşlara, kayalara çarparak `çağıl çağıl` ses çıkarmak

Örnek:

1. Bu fıskiyenin sularını yıllarca neşeden çağıldar gibi duymuştum.

1. Bu fıskiyenin sularını yıllarca neşeden çağıldar gibi duymuştum.