cadaloz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok konuşan, huysuz ve şirret (kadın)

2. Çirkin, yaşlı (kadın)

cadalozlaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cadalozlaşmak işi

cadalozlaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Cadaloz gibi davranmak

cadalozluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cadaloz olma durumu

cadde

İlgili Kelimeler:

ana cadde

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ana yol

Örnek:

1. O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor.

1. O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor.

Lisan : Arapça cādde

caddeyi tutmak

Anlamı:

1. herhangi bir sebeple bir yoldan geçişi engellemek, kapamak

2. argo , argo , argo , argo , korkulu bir durumda başını alıp gitmek, uzaklaşmak

Örnek:

1. Emine bağırarak caddeyi tutarken peşi sıra ötekiler de kalktılar.

1. Emine bağırarak caddeyi tutarken peşi sıra ötekiler de kalktılar.

cadı

İlgili Kelimeler:

cadı kazanı, cadısüpürgesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın

Örnek:

1. Uzaktan bakıldığında, asabi ve çirkin bir cadıyı andırıyordu.

1. Uzaktan bakıldığında, asabi ve çirkin bir cadıyı andırıyordu.

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Çok güzel göz

Lisan : Farsça cādū

cadı gibi

Anlamı:

1. saçı başı dağınık, tırnakları uzun ve pis (kadın)

2. çok becerikli

cadı kazanı

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Dedikodunun, fesadın, kargaşanın çok olduğu yer

cadı kazanı gibi kaynamak

Anlamı:

1. dedikodu, kargaşa çok olmak

cadılaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cadılaşmak işi

cadılaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kadın huysuzlaşmak

2. Bitki, bakımsızlıktan yabanileşmek

Örnek:

1. Yer yer cadılaşmış üzüm kütükleri.

1. Yer yer cadılaşmış üzüm kütükleri.

cadılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cadıya yakışır davranış, huysuzluk

Örnek:

1. Sizin cadılığınızın fitnesi dünyaya şimdiye kadar gelmemiştir.

1. Sizin cadılığınızın fitnesi dünyaya şimdiye kadar gelmemiştir.

cadılık etmek

Anlamı:

1. huysuzluk etmek, cadı gibi davranmak

çadır

İlgili Kelimeler:

çadır ağırşağı, çadır bezi, çadır çanağı, çadır çatı, çadır çiçeği, çadır devlet, çadır direği, çadır kent, çadır tiyatrosu, çadıruşağı, kıl çadır, oksijen çadırı, paşaçadırı, Yörük çadırı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ

Örnek:

1. Kılıcını çekip tek başına atını, düşman başkumandanının çadırına saldırarak ölüm arayan Türk kumandanları görülmüştür.

1. Kılıcını çekip tek başına atını, düşman başkumandanının çadırına saldırarak ölüm arayan Türk kumandanları görülmüştür.

2. Gölgelik olarak kullanılan tente veya şemsiye

Lisan : Farsça çāder

çadır ağırşağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çadırın direk başlığı

çadır bezi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pamuk veya ketenden dokunmuş kalın, sık bir bez türü

çadır çanağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çadır direğinin ucunda, çadır bezini tutmaya yarayan oyuk ağaç

çadır çatı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Orta noktadan başlayarak dört tarafa bakan yüzeyi bulunan ve kare piramit biçimindeki çatı

çadır çiçeği

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Nilüfergillerden, Çin ve Amerika ırmaklarında yetişen, büyük yapraklı, pembe ve beyaz çiçekli bir bitki (Euryaleferox)

çadır devlet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göçebe boy ve aşiretlerden oluşan devlet

çadır direği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çadırın düzgün ve gergin kurularak çökmemesini sağlayan orta direk

çadır kent

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olağanüstü durumlarda afet bölgelerinde kurulan çadırlardan oluşan geçici yerleşim yeri

çadır tiyatrosu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyunlarını ve diğer gösterilerini çok büyük bir çadır içinde halka sunan gezici tiyatro veya gösteri grubu

çadırcı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çadır diken veya satan kimse