ağcık

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Palmiyelerde çiçeklerin dibinin çevresindeki telli kın

ağcılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağcının yaptığı iş

ağda

İlgili Kelimeler:

sir ağda

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği

2. Şekerle yapılan ürünlerin hazırlanması veya beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk

Lisan : Arapça ʿaḳīde

ağda yapmak

Anlamı:

1. vücuttaki fazla tüyleri ağda ile almak, temizlemek

ağdacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi

2. Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse

ağdacılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdacının yaptığı iş

ağdalanış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalanma durumu

ağdalanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalanmak işi

ağdalanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ağda durumuna gelmek, ağdalaşmaya başlamak

Örnek:

1. Bunların ağdalanır maç maç öterken sakızı.

1. Bunların ağdalanır maç maç öterken sakızı.

2. Ağda bulaşmak

ağdalaşabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalaşabilmek işi

ağdalaşabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ağda durumuna gelme ihtimali bulunmak

ağdalaşıverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalaşıvermek işi

ağdalaşıvermek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak ağda durumuna gelmek

Telaffuz : ağdalaşı'vermek

ağdalaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalaşmak durumu

Örnek:

1. Rakısından mı, mezesinden mi yoksa söyleşilerin bal kıvamı kazanıp tatlı tatlı ağdalaşmasından mı nedense.

1. Rakısından mı, mezesinden mi yoksa söyleşilerin bal kıvamı kazanıp tatlı tatlı ağdalaşmasından mı nedense.

ağdalaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ağda durumuna gelmek, ağdalanmak

Örnek:

1. Reçel ağdalaştı.

1. Reçel ağdalaştı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sohbet tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak

ağdalaştırılma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalaştırılmak işi

ağdalaştırılmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ağda durumuna getirilmek

ağdalaştırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalaştırmak işi

ağdalaştırmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ağda durumuna getirmek

ağdalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ağdalanmış

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilinmeyen kelimelerden, anlaşılması güç sözlerden oluşan (deyiş)

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Karmaşık

Örnek:

1. Tam bir düşünce denemezdi buna. Sakız gibi uzayan, ağdalı bir düş gibiydi bunlar.

1. Tam bir düşünce denemezdi buna. Sakız gibi uzayan, ağdalı bir düş gibiydi bunlar.

ağdalık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pekmez yapılan üzüm

ağdalılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdalı olma durumu

ağdırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağdırmak işi

ağdırmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ağmasına sebep olmak

2. Aşağı inmek, yük veya terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek

Örnek:

1. Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak.

1. Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak.

agel

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ

Lisan : Arapça ʿagel