Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
adımını geri atmak
Anlamı:

1. başladığı bir işten geri dönmek


adımlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Adımlamak işi


adımlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Adımla ölçmek

2. Bir yerde ileri geri gezinmek

Örnek:

1. Otele geldiğimiz zaman, kumandanı ölüler gibi sarı ve soluk, bel kayışı takılmış, hançeri belinde, tören esvabı ile salonu adımlarken bulduk.

1. Otele geldiğimiz zaman, kumandanı ölüler gibi sarı ve soluk, bel kayışı takılmış, hançeri belinde, tören esvabı ile salonu adımlarken bulduk.


adımlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Adımlanmak işi


adımlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Adımlama işi yapılmak


adımlarını açmak
Anlamı:

1. yürürken hızlanmak


adımlarını seyrekleştirmek
Anlamı:

1. hızlı yürürken yavaşlamak


adımlarını sıklaştırmak
Anlamı:

1. daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek

Örnek:

1. İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır, arabadaysa camları kapatır.

1. İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır, arabadaysa camları kapatır.


adımlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Adımlayabilmek işi


adımlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Adımlama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Adımlama becerisi bulunmak


adımlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Adımlama işi


adımlık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Adım uzunluğunda olan

Örnek:

1. Ayak basacak tek adımlık temiz yer yok.

1. Ayak basacak tek adımlık temiz yer yok.


adımsayar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa veya bele takılan alet, pedometre


Telaffuz : adı'msayar

adına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir şeyin veya bir kimsenin namına, hesabına, yerine

Örnek:

1. Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan, aklını yüreğinden ayırması istenemez.

1. Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan, aklını yüreğinden ayırması istenemez.


adını ...-ye çıkarmak
Anlamı:

1. bir kişinin sahip olmadığı niteliklerle tanınmasına yol açmak

Örnek:

1. Adını deliye çıkardılar.

1. Adını deliye çıkardılar.


adını ağzına abdestle almak
Anlamı:

1. bir kişiyi anarken çok saygılı davranmak


adını ağzına almamak
Anlamı:

1. dargınlık, kırgınlık, kızgınlık vb. sebeple bir kimseden söz etmemek

Örnek:

1. Seniha'nın adını asla ağzıma almıyordum.

1. Seniha'nın adını asla ağzıma almıyordum.


adını anmak
Anlamı:

1. birinden, bir şeyden söz etmek


adını bağışlamak
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , kendi adını başka bir kimseye söylemek

Örnek:

1. Adınızı bağışlar mısınız?

1. Adınızı bağışlar mısınız?


adını çıkarmak
Anlamı:

1. kişi hakkında kötü bir niyetle asılsız söylentiler yaymak

Örnek:

1. Kadın durmadan vır vır eder, yakınır diye adımızı çıkarmışlar.

1. Kadın durmadan vır vır eder, yakınır diye adımızı çıkarmışlar.


adını kirletmek (veya lekelemek)
Anlamı:

1. birinin adının kötüye çıkmasına yol açmak


adını koymak
Anlamı:

1. karşılığını veya fiyatını kararlaştırmak

Örnek:

1. Bu evi alabilmemiz için adını koyalım.

1. Bu evi alabilmemiz için adını koyalım.


adını taşımak
Anlamı:

1. birinin adıyla anılmak

2. sahip olduğu adın sorumluluğunu yüklenmiş olmak


adını vermek
Anlamı:

1. birinin adını söylemek

Örnek:

1. Bunlar yaşama yolunda bir engele çarptılar mı hemen dedelerinin adını verirler ve kendilerini güçlükten sıyırıp çıkarırlardı.

1. Bunlar yaşama yolunda bir engele çarptılar mı hemen dedelerinin adını verirler ve kendilerini güçlükten sıyırıp çıkarırlardı.


adisyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hesap

Örnek:

1. Garsonun getirdiği adisyonu imzalarken yaşlı adamın dikkatini çekti durum.

1. Garsonun getirdiği adisyonu imzalarken yaşlı adamın dikkatini çekti durum.


Lisan : Fransızca addition