92406 kayıt bulundu.
adabımuaşeret, adap erkân, muaşeret adabı
1. isim , isim , isim , isim , Töre
2. Yol yordam
1. Edebiyatın da kendine mahsus adabı var.
1. Edebiyatın da kendine mahsus adabı var.
Lisan : Arapça ādāb
Telaffuz : a:da:bı
1. isim , isim , isim , isim , Yol yordam
1. Bu odacı namzetleri ufaktan ufağa hizmete alıştırılırlar, adap erkân öğrenirlerdi.
1. Bu odacı namzetleri ufaktan ufağa hizmete alıştırılırlar, adap erkân öğrenirlerdi.
1. isim , isim , isim , isim , Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ada'pazarı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyarlanmış
1. Ahmet Vefik Paşa'nın Zor Nikâh'ı Molière'den adaptedir.
1. Ahmet Vefik Paşa'nın Zor Nikâh'ı Molière'den adaptedir.
Lisan : Fransızca adapté
Telaffuz : ada'pte
1. uymak
1. Büyükelçi emekliliğe ilkin kolay adapte olamamıştır.
1. Büyükelçi emekliliğe ilkin kolay adapte olamamıştır.
1. isim , isim , isim , isim , Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı
2. Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı
Lisan : Fransızca adapteur
1. isim , isim , isim , isim , Adları aynı olanlardan her biri
1. Adaşının, neyin nesi olduğunu hiç bilmiyordu.
1. Adaşının, neyin nesi olduğunu hiç bilmiyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Adaş olma, aynı adı taşıma durumu
1. Adaşlık maceraları yalnız bu kadarla bitmez.
1. Adaşlık maceraları yalnız bu kadarla bitmez.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düşmanlık
Lisan : Arapça ʿadāvet
Telaffuz : ada:vet
aday adayı
1. isim , isim , isim , isim , Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse
1. Babası da beni damat adayı olarak görüyordu.
1. Babası da beni damat adayı olarak görüyordu.
2. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, on gün içinde Başkanlık Divanına bildirilir.
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, on gün içinde Başkanlık Divanına bildirilir.
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir işi yapmak, bir görevi yüklenmek için adaylık aşamasını kazanmak amacıyla başvuran kimse
1. Yedek subay aday adayları.
1. Yedek subay aday adayları.
2. Milletvekili ve senatör seçimlerinde, partinin adayı olmak için, partisinde yapılan ön seçimlere adaylığını koyan kimse
1. bir iş veya bir görev için birini aday olarak belirlemek, namzet göstermek
1. Siyasi parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.
1. Siyasi parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.
1. herhangi bir işe alınmak veya seçilmek için istekli olmak
1. Her neyse kim aday olmak istiyorsa söylesin.
1. Her neyse kim aday olmak istiyorsa söylesin.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Adama ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Adama becerisi bulunmak