92406 kayıt bulundu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Her bir bireye, her birine, kişi başına, adam başı
1. Şunun şurasında alacağımız bir lira. Adam başına ne düşer ki? Hiç vermese ne olur yani? Aramızda cirmini paylaşırız gider.
1. Şunun şurasında alacağımız bir lira. Adam başına ne düşer ki? Hiç vermese ne olur yani? Aramızda cirmini paylaşırız gider.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaklaşık bir adam boyunda olan
1. İki adam boyundaydı tahta heykel.
1. İki adam boyundaydı tahta heykel.
1. `herhangi bir durumun gerçekleşmemesi durumunda, kendisinin insan sayılamayacağı` anlamında kullanılan bir söz
1. eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek
2. bir yeri düzene sokmak
3. işe yarar duruma getirmek
1. topluluğa karışmak, insanların bulunduğu yerlere gitmek, eşe dosta gitmek
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Adam yokluğunda
1. Kafaları dazlaklaşmış, emekliye çıktıktan sonra adam kıtlığında gene işe alınmış.
1. Kafaları dazlaklaşmış, emekliye çıktıktan sonra adam kıtlığında gene işe alınmış.
1. `bir kimsenin yeni başladığı işte usta olup olamayacağı ilk davranışlarından anlaşılır` anlamında kullanılan bir söz
1. `anlayışlı olan kimse için bir şeyin bir kez söylenmesi yeterli olur` anlamında kullanılan bir söz
1. layık olmadığı, hak etmediği hâlde kişinin beklentisi daha fazla olduğu durumlarda kullanılan bir söz
1. gelişmek, büyümek
2. iyi yetişmek, iyi bir duruma gelmek
3. toplum kurallarına uyuyor olmak
1. karşısındakine olduğundan fazla değer verme yanlışına düşmek
Ön Takı : (birini)
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İnsanların karakterini çabuk anlayacak duruma gelmiş kimse, insan sarrafı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önemsemeyen, vurdumduymaz davranışlar içinde olan
1. daha önce toplumda önemli bir yeri veya özel bir değeri yokken artık kendisine önem ve değer verilmek
1. Bize yol aç, erkân göster; yollar aç bize de, biz de adam sırasına girelim.
1. Bize yol aç, erkân göster; yollar aç bize de, biz de adam sırasına girelim.
1. adamdan saymak, varlığını kabul etmek
1. Anasını durmadan, nefes aldırmadan azarlıyor, babasını adam yerine koymuyor, ağzını açarken susturuyordu.
1. Anasını durmadan, nefes aldırmadan azarlıyor, babasını adam yerine koymuyor, ağzını açarken susturuyordu.
2. Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler.
2. Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler.
Ön Takı : (birini)
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , İşe yarar kimselerin bulunmadığı durumda, adam kıtlığında
1. isim , isim , isim , isim , Adamak işi
1. Tamamen ve sadece sana ait olacak ama kendini ona adamanı istemeyecek.
1. Tamamen ve sadece sana ait olacak ama kendini ona adamanı istemeyecek.
1. giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak
1. Bak gördün mü, isteyince adama dönüyorsun.
1. Bak gördün mü, isteyince adama dönüyorsun.
2. beğenilir duruma gelmek
1. Şimdiki belediye başkanı sayesinde şehir adama benzedi.
1. Şimdiki belediye başkanı sayesinde şehir adama benzedi.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ayırmak, tahsis etmek
1. Nasılsa altındaki arabayı edinmişti, bütün sevme gücünü de bu arabaya adamıştı.
1. Nasılsa altındaki arabayı edinmişti, bütün sevme gücünü de bu arabaya adamıştı.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İthaf etmek