92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yeşil duruma gelmek, yeşillenmek
1. Bahar gelince ağaçlar zümrütlendi.
1. Bahar gelince ağaçlar zümrütlendi.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Giyinişte, söz söyleyişte, dilde, düşünüşte toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçan
1. Tuhaf, züppe bir muhit içine düştüm, diyordu.
1. Tuhaf, züppe bir muhit içine düştüm, diyordu.
2. Seçkin görünmek için, bazı çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya özenen, snop
1. Onlara göre ben sözde züppenin, cakacının biriyim.
1. Onlara göre ben sözde züppenin, cakacının biriyim.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Giyiniş, söz söyleyiş, düşünüş, dil vb.nde, toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçmak, züppe olmak
1. isim , isim , isim , isim , Züppeye yakışır davranış, snopluk, snobizm
1. Terbiyemiz, refahımız, bilgimiz bugünün züppeliklerinden ibaret.
1. Terbiyemiz, refahımız, bilgimiz bugünün züppeliklerinden ibaret.
1. züppece davranmak
1. Sen şimdi züppelik ediyorsun ama yarın yine bize döneceksin.
1. Sen şimdi züppelik ediyorsun ama yarın yine bize döneceksin.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geviş getiren memelilerden, Afrika'da yaşayan, çok uzun boylu ve boyunlu, derisi benekli, ot yiyen hayvan (Giraffa camelopardalis)
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir boncuk oyası türü
1. Eski peçemdeki sıçandişlerini söktüm, yeni peçemin kenarındaki zürafayı bitirdim.
1. Eski peçemdeki sıçandişlerini söktüm, yeni peçemin kenarındaki zürafayı bitirdim.
Lisan : Arapça zerāfe, zerrāfe
Telaffuz : züra:fa:
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örnek hayvanı zürafa olan, geviş getiren memeliler familyası
zemheri zürefası
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kibarlar, nazikler
Lisan : Arapça ẓurefā
Telaffuz : zürefa:
1. `daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur` anlamında kullanılan bir söz
cura zurna, çatlak zurna, zilzurna
1. isim , isim , isim , isim , Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla veya dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı
1. Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı.
1. Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı.
Lisan : Farsça surnāy
1. isim , isim , isim , isim , Zurna çalan kimse, zurnazen
1. Kızları kendi başına bırakırsan ya davulcuya ya da zurnacıya giderler.
1. Kızları kendi başına bırakırsan ya davulcuya ya da zurnacıya giderler.
1. birinin zihni çelinip işini göremeyecek duruma getirildiği anlatılırken söylenen bir söz
1. `rastgele yapılan plansız işlerde yöntem, kural aranmaz` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Zurnacı
Lisan : Farsça surnāyzen
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çiftçiler
Lisan : Arapça zurrāʿ
Telaffuz : zürra: