Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
zümrütlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yeşil duruma gelmek, yeşillenmek

Örnek:

1. Bahar gelince ağaçlar zümrütlendi.

1. Bahar gelince ağaçlar zümrütlendi.


zümrütsü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zümrüdü andıran, zümrüde benzeyen, zümrüt gibi


züppe
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Giyinişte, söz söyleyişte, dilde, düşünüşte toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçan

Örnek:

1. Tuhaf, züppe bir muhit içine düştüm, diyordu.

1. Tuhaf, züppe bir muhit içine düştüm, diyordu.

2. Seçkin görünmek için, bazı çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya özenen, snop

Örnek:

1. Onlara göre ben sözde züppenin, cakacının biriyim.

1. Onlara göre ben sözde züppenin, cakacının biriyim.


züppece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Züppeye yakışır bir biçimde


Telaffuz : züppe'ce

züppeleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Züppeleşmek durumu


züppeleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Giyiniş, söz söyleyiş, düşünüş, dil vb.nde, toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçmak, züppe olmak


züppeleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Züppeleştirmek işi


züppeleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Züppe durumuna getirmek


züppelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Züppeye yakışır davranış, snopluk, snobizm

Örnek:

1. Terbiyemiz, refahımız, bilgimiz bugünün züppeliklerinden ibaret.

1. Terbiyemiz, refahımız, bilgimiz bugünün züppeliklerinden ibaret.


züppelik etmek
Anlamı:

1. züppece davranmak

Örnek:

1. Sen şimdi züppelik ediyorsun ama yarın yine bize döneceksin.

1. Sen şimdi züppelik ediyorsun ama yarın yine bize döneceksin.


zürafa
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geviş getiren memelilerden, Afrika'da yaşayan, çok uzun boylu ve boyunlu, derisi benekli, ot yiyen hayvan (Giraffa camelopardalis)

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir boncuk oyası türü

Örnek:

1. Eski peçemdeki sıçandişlerini söktüm, yeni peçemin kenarındaki zürafayı bitirdim.

1. Eski peçemdeki sıçandişlerini söktüm, yeni peçemin kenarındaki zürafayı bitirdim.


Lisan : Arapça zerāfe, zerrāfe

Telaffuz : züra:fa:

zürafa gibi
Anlamı:

1. ince, uzun boylu, uzun boyunlu (kimse)


zürafagiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örnek hayvanı zürafa olan, geviş getiren memeliler familyası


zürefa

İlgili Kelimeler:

zemheri zürefası

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kibarlar, nazikler


Lisan : Arapça ẓurefā

Telaffuz : zürefa:

zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü
Anlamı:

1. `daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur` anlamında kullanılan bir söz


zurna

İlgili Kelimeler:

cura zurna, çatlak zurna, zilzurna

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla veya dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı

Örnek:

1. Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı.

1. Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı.


Lisan : Farsça surnāy

zurna gibi
Anlamı:

1. dar (pantolon)


zurnacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zurna çalan kimse, zurnazen

Örnek:

1. Kızları kendi başına bırakırsan ya davulcuya ya da zurnacıya giderler.

1. Kızları kendi başına bırakırsan ya davulcuya ya da zurnacıya giderler.


zurnacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zurnacının yaptığı iş, zurnazenlik


zurnacının karşısında limon yemek gibi
Anlamı:

1. birinin zihni çelinip işini göremeyecek duruma getirildiği anlatılırken söylenen bir söz


zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına
Anlamı:

1. `rastgele yapılan plansız işlerde yöntem, kural aranmaz` anlamında kullanılan bir söz


zurnanın zırt dediği yer
Anlamı:

1. sürdürülmekte olan bir işin en can alıcı noktası


zurnazen
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Zurnacı


Lisan : Farsça surnāyzen

zurnazenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zurnacılık


zürra
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çiftçiler


Lisan : Arapça zurrāʿ

Telaffuz : zürra: