92406 kayıt bulundu.
1. saçma olan bir düşünceyi döndürme, çevirme yolu ile savunmaya kalkışanlara söylenen bir söz
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boş ve anlamsız sözler söylemek, saçmalamak
zirve konferansı, zirve toplantısı
1. isim , isim , isim , isim , Doruk
1. Dağın zirvesi.
1. Dağın zirvesi.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işte ulaşılan en üst aşama
1. Sanatın zirvesi.
1. Sanatın zirvesi.
Lisan : Arapça ẕirve
1. dağın doruğuna ulaşmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , en üst düzeyde ilgi çekmek, herkes tarafından konuşulur olmak
1. sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Zıpır
1. Şımarıkça durduğu dalda duramayan, biraz zirzop, önüne gelene gözü kapalı güvenen bir çocuk.
1. Şımarıkça durduğu dalda duramayan, biraz zirzop, önüne gelene gözü kapalı güvenen bir çocuk.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uygunsuz, yakışıksız davranmak
zıt anlamlı, zıt kutup
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karşıt, ters
1. Sizin kadar zıt mizaçlı ikizler görülmemiştir herhâlde.
1. Sizin kadar zıt mizaçlı ikizler görülmemiştir herhâlde.
Lisan : Arapça żidd
1. birine karşı sürekli ters davranmak, istediklerinin tersini yapmak
1. Ahlakını az çok bilirim, onunla zıt gitmeye gelmez.
1. Ahlakını az çok bilirim, onunla zıt gitmeye gelmez.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Farklı durum ve yapıda olan (kimse)
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ters, karşı davranmak, zıtlaşmak
1. isim , isim , isim , isim , Zıtlaşmak işi
1. Çok katlı apartmanlarda oturanlar arasında zıtlaşmalar olağan oldu.
1. Çok katlı apartmanlarda oturanlar arasında zıtlaşmalar olağan oldu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Birbirine karşı ters davranmak
2. Birbirine karşıt olmak
1. isim , isim , isim , isim , İki ucu açık küçük boru
2. Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik
3. Pipo veya sigara ağızlığının sap bölümü
Lisan : Farsça zubāne
Telaffuz : zıva'na