Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
zılgıt
Anlamı:

1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Korkutma, çıkışma, gözdağı, azarlama

Örnek:

1. Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır.

1. Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır.

2. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı yerlerinde genellikle düğünlerde eğlenmek amacıyla dili ağız içinde değişik bir biçimde oynatarak ahenkli bir ses çıkarma


zılgıt vermek
Anlamı:

1. korkutmak, çıkışmak, azarlamak, gözdağı vermek

Örnek:

1. Şehrin büyükleri otelciye adamakıllı bir zılgıt vermişler.

1. Şehrin büyükleri otelciye adamakıllı bir zılgıt vermişler.


zılgıt yemek
Anlamı:

1. azar işitmek

Örnek:

1. Dün akşam benden yediği zılgıttan adamakıllı afallamış görünüyordu.

1. Dün akşam benden yediği zılgıttan adamakıllı afallamış görünüyordu.


zılgıtlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zılgıtlanmak durumu


zılgıtlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zılgıt yemek, azar işitmek


zilhicce
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ay takviminin on ikinci ayı, kurban ayı


Lisan : Arapça ẕi'l-ḥicce

zili
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Enine ve boyuna motifleri olan, daha çok yolluk olarak kullanılan kilim


zilkade
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ay takviminin on birinci ayı


Lisan : Arapça ẕi'l-ḳaʿde

Telaffuz : zilka:de

zillet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hor görülme, aşağılanma

Örnek:

1. Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı, çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde, ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu.

1. Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı, çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde, ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu.


Lisan : Arapça ẕillet

zillete düşmek
Anlamı:

1. hor görülmek, aşağılanmak

Örnek:

1. Zillete düşmemek için tehlikeyi kabul etmek daha iyi olmaz mı?

1. Zillete düşmemek için tehlikeyi kabul etmek daha iyi olmaz mı?


zilli

İlgili Kelimeler:

zilli bebek, zilli maşa

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zili olan, üstünde zili bulunan

Örnek:

1. Çalgıcıların oğlu, elinde kenarları zilli kocaman bir tefle ortaya fırladı.

1. Çalgıcıların oğlu, elinde kenarları zilli kocaman bir tefle ortaya fırladı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Edepsiz, eli maşalı, şirret (kadın)


zilli bebek
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Şakşakçı


zilli maşa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçlarına zil takılmış maşa biçiminde bir çalgı

Örnek:

1. Tefler, dümbelekler, zilli maşalar arasında komşu kızın udu çalıyor, Gülsüm kanto söylüyordu.

1. Tefler, dümbelekler, zilli maşalar arasında komşu kızın udu çalıyor, Gülsüm kanto söylüyordu.

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Edepsiz, şirret


zilsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zili olmayan

Örnek:

1. Alnı çatkılı kart bir kadın zilsiz tefini ovuşturuyordu.

1. Alnı çatkılı kart bir kadın zilsiz tefini ovuşturuyordu.


zilsiz oynamak
Anlamı:

1. çok sevindiğini belli etmek


zilyet
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci


Lisan : Arapça ẕi'l-yed

zilyetlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zilyet olma durumu, eldecilik


zilzurna
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kendini bilmeyecek ölçüde olan

Örnek:

1. Parisli kokot zilzurna sarhoş.

1. Parisli kokot zilzurna sarhoş.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Aşırı sarhoş bir biçimde

Örnek:

1. Eski Galata'dan artakalmış çengiler zilzurna dağılıyorlar.

1. Eski Galata'dan artakalmış çengiler zilzurna dağılıyorlar.


Telaffuz : zi'lzurna

zilzurna olmak
Anlamı:

1. çok içip sarhoş olarak kendini bilemeyecek duruma gelmek

Örnek:

1. Bu kör olasıyı ya bir daha içmeyeceğim yahut zilzurna olacağım.

1. Bu kör olasıyı ya bir daha içmeyeceğim yahut zilzurna olacağım.


zimamdar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yönetici, işbaşında bulunan kimse


Lisan : Arapça zimām + Farsça -dār

Telaffuz : zimamda:rı

zımba

İlgili Kelimeler:

tel zımba

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Delgeç

2. Delgeçle açılan delik


Lisan : Farsça zunbe

zımbalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zımbalamak işi


zımbalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin üzerinde zımba ile delik açmak

Örnek:

1. Belki o biletleri zımbalayan delikanlı karnesini ona vermiş, bir de çay içirmiştir.

1. Belki o biletleri zımbalayan delikanlı karnesini ona vermiş, bir de çay içirmiştir.

2. argo , argo , argo , argo , Bıçaklamak, bıçakla vurmak, öldürmek


zımbalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zımbalanmak işi


zımbalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zımbalama işi yapılmak