92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zihinsel
1. Zihnî yapının üstünlüğü, şuursuz bir otomatizmden kurtulmuş olmasıdır.
1. Zihnî yapının üstünlüğü, şuursuz bir otomatizmden kurtulmuş olmasıdır.
Lisan : Arapça ẕihnī
Telaffuz : zihni:
1. kafası rahat ve dingin olmak
1. Zihnim boşaldıkça daha doğrusu rahat zamanlarımda Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm.
1. Zihnim boşaldıkça daha doğrusu rahat zamanlarımda Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm.
1. düşünürken olaylar arasındaki bağlantıyı yitirmek
1. Köylünün bu habere zihni bulandı.
1. Köylünün bu habere zihni bulandı.
2. ne yapacağını şaşırmak
1. Duvar saatine bakmayı akıl ettiğinde ise zihni adamakıllı bulandı.
1. Duvar saatine bakmayı akıl ettiğinde ise zihni adamakıllı bulandı.
1. yanlış bir kanıya takılıp kalmak
2. çözülmesi gerekli bir konu üzerinde durmak
Ön Takı : (bir şeye)
1. düşüncesini değiştirmesine yol açmak
1. Nezihe ne yapıp yapmış, genç zabitin zihnine girmiş, bir hafta sonra onunla nişanlanmış.
1. Nezihe ne yapıp yapmış, genç zabitin zihnine girmiş, bir hafta sonra onunla nişanlanmış.
Ön Takı : (birinin)
1. düşüncelerini karmakarışık duruma getirmek
1. Günlerden beri bu düşünce, Anadolu'ya geçmek zihnini altüst ediyordu.
1. Günlerden beri bu düşünce, Anadolu'ya geçmek zihnini altüst ediyordu.
1. bir şey sık sık hatırlanıp insanı düşündürmek
1. Beni sevmiyor, yeniden zihnimi kurcalamak, sinirlerimi üzüntü içinde bırakmak istiyor.
1. Beni sevmiyor, yeniden zihnimi kurcalamak, sinirlerimi üzüntü içinde bırakmak istiyor.
2. çözülmesi gerekli bir konu üzerinde durmak
1. kendine gelmek, sağlıklı düşünmeye başlamak
1. Vehibe benden önce zihnini toplayarak cevap verdi.
1. Vehibe benden önce zihnini toplayarak cevap verdi.
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Anlıkçılık
Lisan : Arapça ẕihniyye
1. isim , isim , isim , isim , Anlayış
1. İşte Cumhuriyet rejimine yaraşan zihniyet budur.
1. İşte Cumhuriyet rejimine yaraşan zihniyet budur.
Lisan : Arapça ẕihniyyet
zikredilmek, zikretmek, zikrolunmak
1. isim , isim , isim , isim , Anma, söyleme, sözünü etme
2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Bir tarikata bağlı olanların Tanrı'nın adını art arda söylemesi
1. Zikir çekmek.
1. Zikir çekmek.
Lisan : Arapça ẕikr
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Değerli, kıymetli
Lisan : Arapça ẕīḳiymet
Telaffuz : zi:kıymet
zıkkımın kökü, zehir zıkkım
1. isim , isim , isim , isim , Zehir, ağı
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İçki ve sigara gibi zararlı alışkanlıklar için kullanılan bir söz
1. Bu zıkkım haramdır, insana zararı vardır.
1. Bu zıkkım haramdır, insana zararı vardır.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıntı veren kimse veya şey
Lisan : Arapça zaḳḳūm