Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
zevkini çıkarmak
Anlamı:

1. bir şeyden olabildiği kadar zevk almak


zevkini okşamak
Anlamı:

1. bir şeyden hoşlanmak


zevkiselim
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , En yüksek zevk

Örnek:

1. Şehrin zevkiselimi mevzubahis olunca bu hususta bir karar vermek hakkı belediye meclisine aittir.

1. Şehrin zevkiselimi mevzubahis olunca bu hususta bir karar vermek hakkı belediye meclisine aittir.


Lisan : Arapça ẕevḳ + selīm

Telaffuz : ze'vkiseli:mi

zevklendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zevklendirmek işi


zevklendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Zevklenme işini yaptırmak


zevklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zevklenmek durumu

Örnek:

1. Kulun olayım, zevklenme adamla, ver çocukların anasını gidelim, harman öylece durur.

1. Kulun olayım, zevklenme adamla, ver çocukların anasını gidelim, harman öylece durur.


zevklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zevk duymak, hoşlanmak

Örnek:

1. Kazandığını görmekle de zevklendiler.

1. Kazandığını görmekle de zevklendiler.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimse ile alay etmek, eğlenmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Haz alınacak, güzel bir duruma gelmek


zevkli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beğenilen, hoşa giden

Örnek:

1. Toplu oyunlar çok daha zevkliydi.

1. Toplu oyunlar çok daha zevkliydi.

2. Beğenisi olan (kimse)


zevkli geçmek
Anlamı:

1. eğlenceli bir biçimde sürmek

Örnek:

1. Orta yolu bulunca oyunlar çok zevkli geçerdi.

1. Orta yolu bulunca oyunlar çok zevkli geçerdi.


zevkli gelmek
Anlamı:

1. eğlenceli olduğunu düşünmek

Örnek:

1. Askerlik bana idman ve gezinti gibi kolay ve zevkli geldi.

1. Askerlik bana idman ve gezinti gibi kolay ve zevkli geldi.


zevklilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zevkli olma durumu


zevksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beğenilmeyen, hoşa gitmeyen

2. Beğenisi olmayan (kimse)

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Beğenilmez, hoşa gitmez bir biçimde

Örnek:

1. Yeni usul şiirimiz, zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu.

1. Yeni usul şiirimiz, zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu.


zevksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zevksiz olma durumu

Örnek:

1. Bu insan panayırında zevksizlik ve vakarsızlık, bazılarında müthiş bir mikyasta billurlaşıyor, kabalaşıyordu.

1. Bu insan panayırında zevksizlik ve vakarsızlık, bazılarında müthiş bir mikyasta billurlaşıyor, kabalaşıyordu.


zevkten dörtköşe olmak
Anlamı:

1. çok sevinip keyiflenmek, aşırı zevk duymak


zevküsefa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğlenme, eğlence

Örnek:

1. Kadehlerden boşalan zevküsefa sonunda gerçek yerini bulmuştu.

1. Kadehlerden boşalan zevküsefa sonunda gerçek yerini bulmuştu.


Lisan : Arapça ẕevḳ + ṣafā

Telaffuz : ze'vküsefa:

zevzek
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geveze

2. Saçma sapan şeylerle uğraşan

Örnek:

1. Kadın ağrıyan başını unutarak zevzek dedi.

1. Kadın ağrıyan başını unutarak zevzek dedi.


zevzekçe
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gevezeye yakışan, geveze gibi

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (zevze'kçe) Gevezeye yakışır bir biçimde


zevzeklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevezelenme


zevzeklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gevezelenmek


zevzeklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevezelik

Örnek:

1. Analar, babalar, çocuklarının durmadan soru sormasını bir çeşit zevzeklik sayar.

1. Analar, babalar, çocuklarının durmadan soru sormasını bir çeşit zevzeklik sayar.


zevzeklik etmek
Anlamı:

1. gevezelik etmek


zeybek

İlgili Kelimeler:

zeybek havası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Batı Anadolu efesi

Örnek:

1. Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin

1. Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin

2. Ege yöresine özgü bir müzik veya oyun türü, zeybek havası


zeybek havası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zeybek

Örnek:

1. Locadan çıkarken, davulu üstüne on lira atılan orkestra, zeybek havası çalmaya başlar.

1. Locadan çıkarken, davulu üstüne on lira atılan orkestra, zeybek havası çalmaya başlar.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kısa ve net konuşma


zeyil

İlgili Kelimeler:

zeyilname

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ek

2. Bir yazıya ek olarak katılan parça

3. Bir eseri tamamlamak için sonradan yazılan ek eser


Lisan : Arapça ẕeyl

zeyilname
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Ek poliçe


Lisan : Arapça ẕeyl + Farsça nāme

Telaffuz : zeyilna:me