Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
zephiye
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kesimevinde kesilen hayvanlar için kasapların ödedikleri vergi


Lisan : Arapça ẕebḥiyye

zeplin
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava gemisi


Lisan : Almanca Zeppelin

zer
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , isim , isim , eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , Altın


Lisan : Farsça zer

zeravent
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Lohusa otu


Lisan : Arapça zerāvend

Telaffuz : zera:vent

zerdali
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kayısı ağacının Akdeniz ülkelerinde yetiştirilen küçük meyveli bir türü (Armeniaca vulgaris)

2. Bu ağacın sarı, etli ve tadı acı, çekirdekli meyvesi


Lisan : Farsça zerd + ālū

Telaffuz : zerda:li

zerde
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç peltesi


Lisan : Farsça zerde

zerdeçal
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Zencefilgillerden, kök saplarından safranı andıran boyalı bir madde çıkarılan, yaprakları sivri uçlu, çiçekleri sarı renkte, çok yıllık bir bitki, Hint safranı (Curcuma longa)


Lisan : Farsça zerde + çāv

zerdeva
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Ağaç sansarı (Martes)


Zerdüştçü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , Zerdüştçülüğü benimseyen


Zerdüştçülük
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Hz. İsa'dan önce VII. yüzyılda Zerdüşt tarafından düzenlendiği ileri sürülen, temel ilkeleri, iyilik (aydınlık) ve kötülük (karanlık) olan din


Özel: Evet

zerk
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İç itim


Lisan : Arapça zerḳ

zerk etmek
Anlamı:

1. iç itmek


zerre
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok küçük parçacık

Örnek:

1. Kendi servetinden bir zerresini vatan namına feda etmemişti.

1. Kendi servetinden bir zerresini vatan namına feda etmemişti.

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , 0,00156 gram olan ağırlık ölçü birimi


Lisan : Arapça ẕerre

zerre kadar
Anlamı:

1. bir parça, çok az

Örnek:

1. Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok.

1. Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok.

2. hiç

Örnek:

1. Bu iki hikâyecik üzerinde zerre kadar edebî münakaşalara girişmemişlerdi.

1. Bu iki hikâyecik üzerinde zerre kadar edebî münakaşalara girişmemişlerdi.


zerrece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Zerre kadar

Örnek:

1. Kimseyi zerrece kıskandığını, kötülediğini, kin tuttuğunu görmedim.

1. Kimseyi zerrece kıskandığını, kötülediğini, kin tuttuğunu görmedim.


Telaffuz : zerre'ce

zerresi (veya zerre kadar eseri) kalmamak (veya olmamak veya yok)
Anlamı:

1. hiç bulunmamak, tükenmek, yok olmak

Örnek:

1. Bazen o muammalı hâl tamamen üstünden kalkıyor, zerre kadar eseri kalmıyor.

1. Bazen o muammalı hâl tamamen üstünden kalkıyor, zerre kadar eseri kalmıyor.


zerrin
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Altından yapılmış

2. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Fulya

3. isim , isim , isim , isim , Altın rengi, sarı

4. Bu renkte olan


Lisan : Farsça zerrīn

Telaffuz : zerri:ni

zerzevat
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sebze

Örnek:

1. Bütün arkadaşlarıma incir, karpuz ve zerzevat ziyafeti verdim.

1. Bütün arkadaşlarıma incir, karpuz ve zerzevat ziyafeti verdim.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Küçük, önemsiz nesneler


Lisan : Farsça sebze + Arapça -vāt

Telaffuz : zerzeva:tı

zerzevatçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zerzevat satan kimse, sebzeci


zerzevatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zerzevatçının işi, sebzecilik


zevahir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görünüm


Lisan : Arapça ẓevāhir

Telaffuz : zeva:hir

zevahiri kurtarmak
Anlamı:

1. görünüşü kurtarmak

Örnek:

1. Öyle yapmakla beraber zevahiri kurtarıyor, konuşuyor, gülüşüyordum.

1. Öyle yapmakla beraber zevahiri kurtarıyor, konuşuyor, gülüşüyordum.


zeval

İlgili Kelimeler:

zeval vakti

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yok olma, yok edilme

2. Suç, kabahat, sorumluluk

3. Bozulma

4. Öğle


Lisan : Arapça zevāl

Telaffuz : zeva:li

zeval bulmak
Anlamı:

1. bozulup yok olmak, çökmek


zeval vakti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öğle vakti