92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Bir zekâ testinden elde edilen puanın, o zekâ testinin ortalamasına göre gösterdiği yer
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin zihin gücü ve kabiliyeti
1. Zekâ yeteneği diye çocuğun edindiği bilgileri işleyebilmek, düzene koyup kullanmak hassasına deniyor.
1. Zekâ yeteneği diye çocuğun edindiği bilgileri işleyebilmek, düzene koyup kullanmak hassasına deniyor.
geri zekâlı, üstün zekâlı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zeki olan
geri zekâlılık, üstün zekâlılık
1. isim , isim , isim , isim , Zeki olma durumu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zeki olmayan
1. Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret.
1. Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret.
zekât keçisi
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Zenginlerin sahip olduğu mal ve paranın kırkta birinin dağıtılmasını öngören, İslam'ın beş şartından biri
1. Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür.
1. Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür.
Lisan : Arapça zekāt
Telaffuz : zekâ:tı
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yetersiz
2. Zayıf
1. Müslümanlıkta, sahip olunan mal ve paranın kırkta birlik payını sadaka olarak dağıtmak
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çabuk anlama ve kavrama, zeyreklik
Lisan : Arapça ẕekāvet
Telaffuz : zekâ:vet
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Erkeklik organı
Lisan : Arapça ẕeker
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bir dileğin gerçekleşmesi için kırk çeşit yiyecekle hazırlanan sofra
1. Prensesin bu memlekete getirip yaydığı Zekeriya sofrasının anayasası budur.
1. Prensesin bu memlekete getirip yaydığı Zekeriya sofrasının anayasası budur.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek
1. En zeki hayvan maymundur.
1. En zeki hayvan maymundur.
2. Çabuk ve kolay kavrayan
1. Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır.
1. Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır.
3. Zekâ varlığı gösteren
1. İnce, zeki bir kalemi vardı.
1. İnce, zeki bir kalemi vardı.
Lisan : Arapça ẕekī
Telaffuz : zeki:
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zeki olan
1. Ona göre, Habil'in Kabil'i öldürmesinde zekice bir yan aranmamalıdır.
1. Ona göre, Habil'in Kabil'i öldürmesinde zekice bir yan aranmamalıdır.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Zeki olarak, zekiye uygun bir biçimde
Telaffuz : zeki:ce
1. isim , isim , isim , isim , Büyük yük üzerine konulan küçük yük
Lisan : Farsça sarbār
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
1. Batı'ya, bu zelil tavırla kabul ettirilmesi mümkün hiçbir şey olamazdı.
1. Batı'ya, bu zelil tavırla kabul ettirilmesi mümkün hiçbir şey olamazdı.
Lisan : Arapça ẕelīl
Telaffuz : zeli:l
1. hor görülmek, aşağılanmak
1. Onun namusu için ben zelil oldum.
1. Onun namusu için ben zelil oldum.
1. isim , isim , isim , isim , Çift öküzünün boyunduruktan çıkmaması için boynunun iki yanından boyunduruğa, aşağıya doğru geçirilen çubuk
Lisan : Rumca
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Deprem
1. Boğazlarda kopacak bir zelzele dünyayı sallayabilir.
1. Boğazlarda kopacak bir zelzele dünyayı sallayabilir.
Lisan : Arapça zelzele
zemmetmek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir kimseyi kötüleme, yerme, yergi
Lisan : Arapça ẕemm
1. zembereği kurulmaz duruma gelmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kendini tutamayarak uzun uzun ve sesli gülmek
zemberek kutusu, zemberek otu, zehir zemberek
1. isim , isim , isim , isim , Saatlerin çeşitli parçalarını harekete geçiren bölüm, yay
1. Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı.
1. Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı.
2. Kapılara takılan yaylı kapama düzeneği
3. tarih , tarih , tarih , tarih , Hayvan sırtında taşınabilen küçük top
4. tarih , tarih , tarih , tarih , Çelik veya pirinçten yapılmış ok
Lisan : Farsça zenbūrek
1. birdenbire, aniden
1. Halim zemberek gibi boşanıyor, sağa bir omuz, sola bir omuz, kalabalığı yarıp Korkut'un karşısına dikiliyor.
1. Halim zemberek gibi boşanıyor, sağa bir omuz, sola bir omuz, kalabalığı yarıp Korkut'un karşısına dikiliyor.