92406 kayıt bulundu.
1. çok acı ve yakıcı olmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , ortalık ümit, sıkıntılı bir durum olmak
1. İçimde elim bir boşluk, aşk ve hayat ortasında derin bir yalnızlık hissiyle bütün uykum acı ve zehir kesildi.
1. İçimde elim bir boşluk, aşk ve hayat ortasında derin bir yalnızlık hissiyle bütün uykum acı ve zehir kesildi.
1. çevreye kötü propaganda yapmak veya insanları olumsuz davranışlara yönlendirmek, tahrik etmek, ortalığı karıştırmak
1. Bunlar, etraflarına mütemadiyen zehir saçmakta ve kendi kuruntularını ancak birtakım garip snopluklarla avutmaya çalışmaktadırlar.
1. Bunlar, etraflarına mütemadiyen zehir saçmakta ve kendi kuruntularını ancak birtakım garip snopluklarla avutmaya çalışmaktadırlar.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Son derece sert, hakaret dolu
1. Baştakilere, bir kere daha uyarmak için zehir zemberek bir rapor gönderdi.
1. Baştakilere, bir kere daha uyarmak için zehir zemberek bir rapor gönderdi.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Son derece ağır, sert bir biçimde
1. Zehir zemberek konuştu, gitti.
1. Zehir zemberek konuştu, gitti.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Son derece acı
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Son derece acı
1. -i , -i , -i , -i , Öldürmek amacıyla yedirme, içirme vb. yollarla zehir vermek, ağılamak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine zararlı düşünceler, zararlı duygular aşılamak
1. Fakat o, hayatını zehirleyen şeyin bu meşum kandırmaca olduğunu yıllarca öğrenemeyecekti.
1. Fakat o, hayatını zehirleyen şeyin bu meşum kandırmaca olduğunu yıllarca öğrenemeyecekti.
kan zehirlenmesi
1. isim , isim , isim , isim , Zehirlenmek durumu, ağılanma
1. Gece saat dörde kadar eğlendik yahut zehirlenmenin adına eğlenti dedik.
1. Gece saat dörde kadar eğlendik yahut zehirlenmenin adına eğlenti dedik.
2. Yılan, arı vb. sokması sonucu görülen hastalık
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zehirleme işi yapılmak veya zehirleme işine konu olmak, ağılanmak
1. Zehirlenmiş bir köpekle, kömür çarpmış bir insanın ölüşlerine bakarsanız onları kardeş sanırsınız.
1. Zehirlenmiş bir köpekle, kömür çarpmış bir insanın ölüşlerine bakarsanız onları kardeş sanırsınız.
2. Zehre maruz kalmak
1. Zehirlenmemek için tas tas yoğurt yediler.
1. Zehirlenmemek için tas tas yoğurt yediler.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zararlı düşünceler edinmek
zehirli gaz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zehri olan
1. Gösterip sivri uzun dişlerini bir daha / Bir zehirli ok gibi attı bana kahkaha
1. Gösterip sivri uzun dişlerini bir daha / Bir zehirli ok gibi attı bana kahkaha
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zararlı (duygu, düşünce vb.)
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zehri olmayan
1. Kuyruğu kuş yuvalarına, yosunların içinde büyümüş, zehirsiz bir su yılanının ürkek tavrıyla dokunuyor.
1. Kuyruğu kuş yuvalarına, yosunların içinde büyümüş, zehirsiz bir su yılanının ürkek tavrıyla dokunuyor.
1. -i , -i , -i , -i , Tatsızlık çıkarıp üzüntüye yol açmak, bunaltmak, acı vermek, sıkmak, üzmek
1. Hayatımın sonuna kadar böyle her günümü zehredemem.
1. Hayatımın sonuna kadar böyle her günümü zehredemem.
Lisan : Farsça zehr + Türkçe etmek
Telaffuz : ze'hretmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zevk almak umulurken üzüntü ile karşılaşmak
1. Bu gezinti bana zehroldu.
1. Bu gezinti bana zehroldu.
Lisan : Farsça zehr + Türkçe olmak
Telaffuz : ze'hrolmak
zekâ bölümü, zekâ geriliği, zekâ testi, zekâ yaşı, zekâ yeteneği, analitik zekâ, çoklu zekâ, genel zekâ, üstün zekâ
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset
1. Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti.
1. Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti.
Lisan : Arapça ẕekāʾ
Telaffuz : zekâ:
1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Bir kimsenin zihin gücünün hangi düzeyde bulunduğunu gösteren değer
1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Türlü sebeplerle zihnin görevini yapmakta gösterdiği sürekli yavaşlama, duraklama ve gerileme durumu
1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Bir kimsenin zihin gücü ve kabiliyetini ölçmek için hazırlanmış olan test