Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
zamanı dolmak
Anlamı:

1. bir iş için ayrılan süre sona ermek


zamanı geçmek
Anlamı:

1. o şey artık gerekli ve yerinde olmaktan çıkmak

2. mevsimi geçmek


Ön Takı : (bir şeyin)

zamanında
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Eskiden

Örnek:

1. Zamanında bir Kasımpaşalı Hayalî Hafız varmış.

1. Zamanında bir Kasımpaşalı Hayalî Hafız varmış.

2. Tam vaktinde


Telaffuz : zama:nında

zamanla
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aradan süre geçtikçe, giderek

Örnek:

1. Basınımızın gelişmesini gözden geçirirsek görürüz ki zamanla konular uzmanlıklar arasında bölüşülür.

1. Basınımızın gelişmesini gözden geçirirsek görürüz ki zamanla konular uzmanlıklar arasında bölüşülür.


Telaffuz : zama'nla

zamanlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zamanlamak işi


zamanlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir konuda en iyi sonucu almak için en iyi, en uygun süreyi belirlemek

2. Bir işin sürdürülmesi için zamanı planlamak


zamanlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zamanlayabilmek işi


zamanlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Zamanlama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Zamanlamayı becermek


zamanlı

İlgili Kelimeler:

zamanlı zamansız, art zamanlı, eş zamanlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , müzik , müzik , sıfat , sıfat , müzik , müzik , Zamanı olan

Örnek:

1. Üç zamanlı ölçü.

1. Üç zamanlı ölçü.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Uygun bir zamanda


zamanlı zamansız
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Vakitli vakitsiz

Örnek:

1. Onun büyükelçilik konutuna zamanlı zamansız gelip gitmesine aldırış etmiyordu.

1. Onun büyükelçilik konutuna zamanlı zamansız gelip gitmesine aldırış etmiyordu.


zamansız

İlgili Kelimeler:

zamanlı zamansız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uygun olmayan bir zamanda yapılan, vakitsiz

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Uygun olmayan bir zamanda


zamansızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zamansız olma durumu


zamazingo
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Zımbırtı

2. Dost

3. Metres


zambak

İlgili Kelimeler:

akzambak, sarızambak, top zambak, nergis zambağı

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Zambakgillerden, 90-100 santimetre yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi, top zambak (Lilium candidum)

Örnek:

1. Zambakları vazoya yerleştirdim.

1. Zambakları vazoya yerleştirdim.


Lisan : Arapça zanbaḳ

zambakgiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir çeneklilerden, çiğdem, lale, soğan, pırasa, zambak vb. bitkileri içine alan bir familya


zambır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalım


zambırından geçilmemek
Anlamı:

1. çok çalım yapmak

Örnek:

1. Oğlum subay oldu diye zambırından geçilmiyordu.

1. Oğlum subay oldu diye zambırından geçilmiyordu.


Zambiyalı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zambiya halkından olan kimse


Özel: Evet

zamir
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İçyüz

Örnek:

1. Bu sözüyle zamirini dışa vurmuş oldu.

1. Bu sözüyle zamirini dışa vurmuş oldu.


Lisan : Arapça żamīr

Telaffuz : zami:ri

zamir

İlgili Kelimeler:

belgisiz zamir, dönüşlü zamir, belirsizlik zamiri, gösterme zamiri, işaret zamiri, kişi zamiri, soru zamiri, şahıs zamiri

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl

Örnek:

1. Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir.

1. Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir.


Lisan : Arapça żamīr

zamk

İlgili Kelimeler:

zamk ağacı, zamk akasyası, zamk hastalığı, zamkıarabi, Arap zamkı, kiraz zamkı

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte biçimsiz madde

2. Bu maddenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği


Lisan : Arapça ṣamġ

zamk ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Akasya, mimoza gibi zamk veya reçineli zamka benzeyen maddeler veren okaliptus, zamk akasyası


zamk akasyası
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Zamk ağacı


zamk hastalığı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ağacın veya bitkinin bol miktarda zamk salgılaması sonucu ortaya çıkan hastalık


zamkıarabi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Arap zamkı


Lisan : Arapça ṣamġ + ʿarabī

Telaffuz : za'mkıarabi: