92406 kayıt bulundu.
zabıtname, zabıt varakası, mutabakat zaptı
1. isim , isim , isim , isim , Tutanak
Lisan : Arapça żabṭ
1. tutanak düzenlemek
1. Şimdi bir zabıt daha tutsam görev başında memura hakaretten, sülaleni yakarım senin.
1. Şimdi bir zabıt daha tutsam görev başında memura hakaretten, sülaleni yakarım senin.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tutanak
adli zabıta, ahlak zabıtası, belediye zabıtası
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Belediye hizmetlerinin güvenliğini sağlamakla görevli yönetim
1. Bir kaza veya bir cinayet müstesna, karısını kaybeden bir kocanın zabıtaya müracaatı kadar elim bir gülünçlük var mıdır?
1. Bir kaza veya bir cinayet müstesna, karısını kaybeden bir kocanın zabıtaya müracaatı kadar elim bir gülünçlük var mıdır?
2. Belediye zabıtası
Lisan : Arapça żābiṭa
Telaffuz : za:bıta
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Subaylar
Lisan : Arapça żābiṭ + Farsça -ān
Telaffuz : za:bita:nı
birinci zabitlik
1. isim , isim , isim , isim , Zabit olma durumu
1. Bir demir yolu istasyonunda jandarma zabitliği ediyormuş.
1. Bir demir yolu istasyonunda jandarma zabitliği ediyormuş.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tutanak
Lisan : Arapça żabṭ + Farsça nāme
Telaffuz : zabıtna:me
zaç yağı
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Kükürtle demir bileşimlerinden biri
Lisan : Arapça zāc
amcazade, asilzade, bendezade, beyzade, dayızade, halazade, haramzade, helalzade, hemşirezade, kibarzade, kişizade, paşazade, şehzade, teyzezade
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Oğul, evlat
1. Şimdi bilmem ne zade namı altında, İstanbul'un en büyük zenginlerinden biriydi.
1. Şimdi bilmem ne zade namı altında, İstanbul'un en büyük zenginlerinden biriydi.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğmuş
Lisan : Farsça zāde
Telaffuz : za:de
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Soylular
Lisan : Farsça zādegān
Telaffuz : za:degâ:nı
Zafer Bayramı
1. isim , isim , isim , isim , Savaşta kazanılan başarı
1. Al bir kalpak giymişti al / Al bir ata binmişti al / Zafer ırak mı dedim / Aha diyordu
1. Al bir kalpak giymişti al / Al bir ata binmişti al / Zafer ırak mı dedim / Aha diyordu
2. Yengi
3. Bir yarışma veya uğraşıda çaba harcayarak elde edilen başarı
1. Uzun tedris ve terbiye hayatınız, evvela müşkülatla dolu ve sonrası zafere ermiş çetin bir mücadele ve mücahede hayatıdır.
1. Uzun tedris ve terbiye hayatınız, evvela müşkülatla dolu ve sonrası zafere ermiş çetin bir mücadele ve mücahede hayatıdır.
Lisan : Arapça ẓafer
1. isim , isim , isim , isim , 30 Ağustos 1922'de kazanılan büyük zaferi kutlamak üzere yasayla kabul edilmiş olan resmî bayram
Özel: Evet
1. isim , isim , isim , isim , Arıklık, zayıflık
2. Bitkinlik
Lisan : Arapça żaʿfiyyet
Telaffuz : za:fiyet
1. zayıflayıp iyice kuvvetten düşmek
1. Hastalığı için, ciğerleri zayıf düşmüş, zafiyet geçiriyor, demişlerdi doktorlar.
1. Hastalığı için, ciğerleri zayıf düşmüş, zafiyet geçiriyor, demişlerdi doktorlar.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kılağı
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir cins doğan
Lisan : Rumca
1. isim , isim , isim , isim , Bir cins çoban köpeği
1. Azarlanmış bir zağar sümsüklüğüyle otelime kapandım.
1. Azarlanmış bir zağar sümsüklüğüyle otelime kapandım.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yakanın üzerine dikilen kürk
Lisan : Arapça ẓihāre
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde padişahın av köpeklerine bakan görevli
1. isim , isim , isim , isim , Av köpeği gibi izleme
1. Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam.
1. Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam.