92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , `Biriyle gereksiz yere, aşırı derecede senli benli olmak` anlamındaki yüz göz olmak deyiminde geçen bir söz
1. İkisinin de bu kadar az zamanda birbirleriyle bu derece yüz göz olmalarına şaşmamak mümkün değildi.
1. İkisinin de bu kadar az zamanda birbirleriyle bu derece yüz göz olmalarına şaşmamak mümkün değildi.
1. isim , isim , isim , isim , Yüzü yıkadıktan sonra kurulamak için kullanılan havlu
1. Her gün evinden ... işlemeli bir yüz havlusu, resimli hazır yelpaze gibi şeyler getiriyor, odamı süslüyordu.
1. Her gün evinden ... işlemeli bir yüz havlusu, resimli hazır yelpaze gibi şeyler getiriyor, odamı süslüyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle sert ve orta sert ağaçlardan biçilerek veya kesilerek elde edilen, kontratabla veya yonga levhalarının yüzlerine yapıştırılarak kullanılan, güzel desenli bir kaplama türü
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Utanılacak bir durum veya şey, yüz kiri
1. Bizim gibi yüzyıllar boyunca egemen olmuş, imparatorluklar kurmuş, zaferler kazanmış bir ulus için ne yaman bir yüz karasıdır bu.
1. Bizim gibi yüzyıllar boyunca egemen olmuş, imparatorluklar kurmuş, zaferler kazanmış bir ulus için ne yaman bir yüz karasıdır bu.
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Pek çok, tekrar tekrar, çok kez, defalarca
1. Yüz kere söyledim anlamadı.
1. Yüz kere söyledim anlamadı.
2. Yüz kere anlattım, bir türlü aklı ermedi.
2. Yüz kere anlattım, bir türlü aklı ermedi.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , İnsanlık onuruna yakışmayan suç
1. Zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlar yüz kızartıcı suçlardır.
1. Zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlar yüz kızartıcı suçlardır.
1. sıkılarak yalvarmak
2. utandırmak
1. Meşhur bir edibimizin cinsî hayatına dair yüz kızartıcı sözler söylenirdi.
1. Meşhur bir edibimizin cinsî hayatına dair yüz kızartıcı sözler söylenirdi.
1. isim , isim , isim , isim , Bir yerin veya bir şeyin yüzeyini ölçme, mesaha
2. Bu ölçme sonunda ortaya çıkan miktar, mesaha
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İki buçuk kuruş
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok az (para)
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , utanması olmayanlar için söylenen bir söz
1. yüze verilen biçimle bir duyguyu belirtmek
1. Osman Nuri Bey umutsuzluğa düşerek sessiz sessiz ağlamaya başlayınca Seniye Hanım onu teselli için hemen güler bir yüz takınmış, aman ne yapıyorsunuz bey, demişti.
1. Osman Nuri Bey umutsuzluğa düşerek sessiz sessiz ağlamaya başlayınca Seniye Hanım onu teselli için hemen güler bir yüz takınmış, aman ne yapıyorsunuz bey, demişti.
1. yönelmek
1. Biçare Yunus'un çoktur günahı / Hakk'ın dergâhına yüz tutmuşum ben
1. Biçare Yunus'un çoktur günahı / Hakk'ın dergâhına yüz tutmuşum ben
Ön Takı : (bir şeye)
1. bir şey, olmak üzere bulunmak
1. Duvarları sıvasız, kepenkleri boyanmadan bırakıldığı için çürümeye yüz tutmuş evde Hatice nine oturuyordu.
1. Duvarları sıvasız, kepenkleri boyanmadan bırakıldığı için çürümeye yüz tutmuş evde Hatice nine oturuyordu.
2. giderek biçim ve renk değiştirmek
1. Hepimiz gölgelenmeye yüz tutan ateşe gözlerimizi dikmiştik.
1. Hepimiz gölgelenmeye yüz tutan ateşe gözlerimizi dikmiştik.
1. kendisine gösterilen küçük bir ilgiden şımararak geniş yetki elde etmeye, daha çok yarar sağlamaya çalışmak
1. ilgi, yakınlık göstermemek
1. Sonra geniş bir odada orta yaşlı bankacı kendisine yüz vermeyen yargıcın kızına saldırdı.
1. Sonra geniş bir odada orta yaşlı bankacı kendisine yüz vermeyen yargıcın kızına saldırdı.
2. önemsememek
1. Bursa, yeşiline en uygun maviyi kondururken yüksek mimarlarımız renge hiç yüz vermiyorlar.
1. Bursa, yeşiline en uygun maviyi kondururken yüksek mimarlarımız renge hiç yüz vermiyorlar.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Köylerde gelinin yüzüne yapıştırılan telli, pullu süsler