Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yutuluş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yutulma işi


yutum

İlgili Kelimeler:

hece yutumu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yutma işi


yutuş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yutma işi


yutuverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yutuvermek işi


yutuvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ansızın veya çabucak yutmak


Telaffuz : yutu'vermek

yuva

İlgili Kelimeler:

yuvaya dönüş, bülbülyuvası, cam yuvası, çocuk yuvası, fındık yuvası, göz yuvası, karınca yuvası, kastanyola yuvası, kuş yuvası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak

Örnek:

1. Kuşlar yuva, dünyaevi yatak, dünya kapılarında yavrular kundak bekliyordu.

1. Kuşlar yuva, dünyaevi yatak, dünya kapılarında yavrular kundak bekliyordu.

2. Genellikle ailenin oturduğu ev

Örnek:

1. İnsanın kendi yuvasından daha sıcak ... ve samimi hiçbir yer olmazdı.

1. İnsanın kendi yuvasından daha sıcak ... ve samimi hiçbir yer olmazdı.

3. İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu

4. Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer

5. Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk

Örnek:

1. Diş yuvası. Kilit yuvası.

1. Diş yuvası. Kilit yuvası.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer

Örnek:

1. Hırsız yuvası.

1. Hırsız yuvası.

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin öğretildiği yer

Örnek:

1. İrfan yuvası.

1. İrfan yuvası.

8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin çok bulunduğu yer

Örnek:

1. Bu oda böcek yuvası.

1. Bu oda böcek yuvası.


Yuva kavunu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Koyu renkli, kalın kabuklu, dayanıklı ve tatlı bir tür kavun


yuva kurmak
Anlamı:

1. evlenmek

Örnek:

1. Âşıksak, âşık olduğumuz gençle, yalnız onunla bir yuva kurmak istiyorsak, o kapı da her şeye karşın hâlâ ve hep açıktı.

1. Âşıksak, âşık olduğumuz gençle, yalnız onunla bir yuva kurmak istiyorsak, o kapı da her şeye karşın hâlâ ve hep açıktı.


yuva yapmak
Anlamı:

1. yuva hazırlamak, yuva oluşturmak

2. evlenmek

Örnek:

1. Hâlbuki genç bir kızla yuva yapmak, ölünceye kadar bahtiyar yaşamak için...

1. Hâlbuki genç bir kızla yuva yapmak, ölünceye kadar bahtiyar yaşamak için...


yuvak
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Loğ


yuvalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yuvalamak işi

2. İnce bulgur, soğan ve yağsız kıymanın yoğrulup küçük köfteler durumuna getirildikten sonra et suyu ve nohut ile pişirilmesiyle hazırlanan bir yemek türü, analıkızlı, yuvarlama

Örnek:

1. Sebze dolmaları ve katmer tatlısının yanı sıra Antep'in yuvalama yemeği de var.

1. Sebze dolmaları ve katmer tatlısının yanı sıra Antep'in yuvalama yemeği de var.


yuvalamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yuva yapmak

Örnek:

1. Leylek bacaların üstünde yuvalar.

1. Leylek bacaların üstünde yuvalar.


yuvalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yuvalanmak işi


yuvalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ev bark, yuva sahibi olmak, yuva kurmak

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Silah, görünmeyecek bir biçimde gizlenmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir yerde birikmek, toplanmak

Örnek:

1. Bu isim bana bir zamanlar İstanbul'un en kirli âlemlerinde yuvalanmış bir simayı hatırlattı.

1. Bu isim bana bir zamanlar İstanbul'un en kirli âlemlerinde yuvalanmış bir simayı hatırlattı.


yuvalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir yuva içinde bulunan, yuvası olan


yuvar

İlgili Kelimeler:

yuvarölçer, yuvar yuvar, akyuvar, alyuvar, orta yuvar, gaz yuvarı, göz yuvarı, hava yuvarı, ısı yuvarı, ışık yuvarı, iyon yuvarı, kat yuvarı, ozon yuvarı, renk yuvarı, su yuvarı, taş yuvarı, yer yuvarı

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim

2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim


yuvar yuvar
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yuvarlanır gibi

Örnek:

1. Yuvar yuvar yürüyordu.

1. Yuvar yuvar yürüyordu.


yuvarlacık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küçük ve yuvarlak

Örnek:

1. Nil, yuvarlacık kalçalarına seyredenlerle alay eden bir eda vermeyi bilmişti.

1. Nil, yuvarlacık kalçalarına seyredenlerle alay eden bir eda vermeyi bilmişti.


yuvarlak

İlgili Kelimeler:

yuvarlak ağızlılar, yuvarlak çekirdeksiz, yuvarlak hesap, yuvarlak masa toplantısı, yuvarlak sayı, yuvarlak solucanlar, yuvarlak ünlü, yuvarlak vokal, meşin yuvarlak, orta yuvarlak, santra yuvarlağı, yer yuvarlağı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Top veya küre biçiminde olan, müdevver

Örnek:

1. Yuvarlak bir yüz. Yuvarlak bir masa.

1. Yuvarlak bir yüz. Yuvarlak bir masa.

2. isim , isim , isim , isim , Top veya küre biçiminde toparlak şey

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.)

4. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Homoseksüel erkek


yuvarlak ağızlılar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gerçek çenenin yerinde geniş bir emici ağız bulunan, iskeletleri kemikleşmemiş çok ilkel yapılı hayvanlar


yuvarlak çekirdeksiz
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çekirdeksiz üzüm


yuvarlak hesap
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Yaklaşık olarak bir bütün sayıya tamamlanabilen hesap, toparlak hesap


yuvarlak konuşmak
Anlamı:

1. bir şeyin ayrıntılarını gereği gibi belirtmeden genel konuşmak

Örnek:

1. Yuvarlak konuşmayı bırak da söyleyeceğini açıkça söyle diye hatibe müdahale etti.

1. Yuvarlak konuşmayı bırak da söyleyeceğini açıkça söyle diye hatibe müdahale etti.


yuvarlak masa toplantısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göz temasının kolaylıkla yapılabilmesi için yuvarlak bir masa etrafında geniş katılımlı gerçekleştirilen önemli toplantı


yuvarlak sayı
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bütüne tamamlanmış sayı, toparlak sayı, toparlak rakam