Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yürütmeyi durdurma
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir mahkemece verilen bir kararın yerine getirilmesinin geçici olarak geri bırakılması


yürüttürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürüttürmek işi


yürüttürmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yürütme işini yaptırmak


yürütücü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yürütme yetkisini kullanan (kimse)


yürütücülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürütücü olma durumu


yürütülebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürütülebilmek işi


yürütülebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yürütülme ihtimali veya imkânı bulunmak


yürütülme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürütülmek işi


yürütülmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Yürütme işi yapılmak veya yürütme işine konu olmak


yürütülüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürütülme işi


yürütüm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürütme işi

2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , İnfaz

Örnek:

1. Yasanın yürütümü. Bu yargının yürütümü.

1. Yasanın yürütümü. Bu yargının yürütümü.


yürütüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürütme işi


yürüyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürüyebilmek işi


yürüyebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Yürüme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Erkendi, köprüye doğru yürüyebilirdi önce.

1. Erkendi, köprüye doğru yürüyebilirdi önce.

2. Yürümeyi becermek

Örnek:

1. Biraz yağmur yağdı mı Beyoğlu'nun yaya kaldırımlarında yürüyebilirsen yürü.

1. Biraz yağmur yağdı mı Beyoğlu'nun yaya kaldırımlarında yürüyebilirsen yürü.


yürüyen merdiven
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Basamakları sürekli olarak dönen bir düzenek üzerine yerleştirilmiş, elektrikle çalışan merdiven

Örnek:

1. Yürüyen merdivenin hareketli basamaklarına adımını atarken bile yandaki tırabzana tutunma gereğini duymuştu.

1. Yürüyen merdivenin hareketli basamaklarına adımını atarken bile yandaki tırabzana tutunma gereğini duymuştu.


yürüyüş

İlgili Kelimeler:

yürüyüş bandı, yürüyüş kolu, cebrî yürüyüş, sessiz yürüyüş, ayı yürüyüşü, doğa yürüyüşü, fil yürüyüşü, gösteri yürüyüşü, kaplumbağa yürüyüşü, karga yürüyüşü, mehter yürüyüşü, ördek yürüyüşü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yürüme işi

Örnek:

1. Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı.

1. Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı.

2. Spor amacıyla yapılan yürüme

Örnek:

1. Fazla yağlarını eritmek için karısı ile yürüyüşe çıkan fabrikatör...

1. Fazla yağlarını eritmek için karısı ile yürüyüşe çıkan fabrikatör...

3. Bir olayı protesto etmek, bir konuya dikkati çekmek amacıyla topluca yürüme

4. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Birliklerin bir yerden başka bir yere gitmesi


yürüyüş bandı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşu bandı


yürüyüş düzenlemek
Anlamı:

1. bir olayı protesto etmek veya bir konuya dikkat çekmek amacıyla toplu yürüyüş tertip etmek

Örnek:

1. Toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme hakkını kullanmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanununda gösterilir.

1. Toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme hakkını kullanmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanununda gösterilir.


yürüyüş kolu
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Belli bir bölgeye ulaşmak veya bulunulan bir bölgeden ayrılmak amacıyla bir kumanda altında, düzenli yürüyüş yapan piyade, zırhlı veya motorlu birliklerin tümü

2. Bir amaç doğrultusunda bir yöne veya yere giden topluluk

Örnek:

1. Dağda iki ayrı yürüyüş kolu zirveye ulaşmaya çalışıyordu.

1. Dağda iki ayrı yürüyüş kolu zirveye ulaşmaya çalışıyordu.


yürüyüş yapmak
Anlamı:

1. spor amacıyla yürümek

Örnek:

1. Bir gün Küplüce arkalarında uzun bir yürüyüş yapmış.

1. Bir gün Küplüce arkalarında uzun bir yürüyüş yapmış.

2. bir olayı protesto etmek veya bir konuya dikkati çekmek amacıyla topluca yürümek


yürüyüşe çıkmak
Anlamı:

1. dolaşmaya, gezintiye çıkmak


yürüyüşe geçmek
Anlamı:

1. bir yerden başka bir yere gitmek için yürümeye başlamak

Örnek:

1. Askerler yürüyüşe geçti.

1. Askerler yürüyüşe geçti.

2. bir yeri almak için o yöne doğru ilerlemek


yüsrü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı ince işlerin yapımında kullanılan siyah bir ağaç ve bu ağacın kökü

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kökten yapılan

Örnek:

1. Yüsrü tespih.

1. Yüsrü tespih.


yusufçuk
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Dağlık ve ormanlık bölgelerde yaşayan, güvercine benzeyen, ondan daha küçük bir kuş (Turtur auritus)

2. Parlak renkli, iri kanatlı, büyük kız böceği (Libellula variegata)


Yusufeli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artvin iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : yusu'feli