92406 kayıt bulundu.
seçim tutanağı, sözleşme tutanağı
1. isim , isim , isim , isim , Meclis, kurul, mahkeme vb. yerlerde söylenen sözlerin olduğu gibi yazıya geçirilmesi, tutulga, zabıt, zabıtname
2. Belgelenmesi gereken bir durumu tespit edenler tarafından imzalanan belge, zabıt varakası
3. Birçok kimsenin imzaladığı rapor, mazbata
asgari tutar
1. isim , isim , isim , isim , Nicelik bakımından bir şeyin bütünü
2. Para miktarı, meblağ
1. huysuzluğu depreşmek, aşırı istekte bulunmak
1. Rakı tutarağı tutunca pantolonunu bile satıyor.
1. Rakı tutarağı tutunca pantolonunu bile satıyor.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sara
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sara
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sara
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aralarında çelişki bulunmayan, her bakımdan uyumlu, insicamlı
1. isim , isim , isim , isim , Uygunluk, insicam
1. Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu.
1. Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu.
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Anlatımın konuyla bağdaşması, insicam
1. isim , isim , isim , isim , Tutarlı olma durumu, insicamlılık
1. Ne var ki tıpkı temizlik yapışı gibi bu hareketi de tutarlılıktan yoksundu.
1. Ne var ki tıpkı temizlik yapışı gibi bu hareketi de tutarlılıktan yoksundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tutarlı olmayan, aralarında çelişki bulunan, insicamsız
1. Tutarsız her olayı, her davranışı alaturkadır diyerek Doğu'ya yükledik.
1. Tutarsız her olayı, her davranışı alaturkadır diyerek Doğu'ya yükledik.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tutarsız duruma gelmek
1. Konuşması büsbütün dağıldı, tutarsızlaştı. Artık saçmalıyor.
1. Konuşması büsbütün dağıldı, tutarsızlaştı. Artık saçmalıyor.
1. isim , isim , isim , isim , Tutarsız olma durumu, insicamsızlık
1. Asıl umutsuzluğa düşüren, senin bu tutarsızlığın, bir dediğin bir dediğini tutmuyor.
1. Asıl umutsuzluğa düşüren, senin bu tutarsızlığın, bir dediğin bir dediğini tutmuyor.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Doğacak çocuğu ana rahminden çekmeye yarayan alet, lavta, forseps
tutkal şerbeti, ince tutkal, plastik tutkal, balık tutkalı, boncuk tutkalı, glüten tutkalı, kaurit tutkalı, kazein tutkalı, lastik tutkalı
1. isim , isim , isim , isim , Deri, kıkırdak vb. hayvansal maddelerden elde edilen, katılaşıp sertleşme özelliğiyle tahta, kâğıt vb. yapıştırmaya yarayan madde