92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı
1. Piyanonun tuşlarından, kemanın tellerinden uçan sesler, insana, insan olmanın mutluluğunu tattırır.
1. Piyanonun tuşlarından, kemanın tellerinden uçan sesler, insana, insan olmanın mutluluğunu tattırır.
2. Yağlı boya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi
3. spor , spor , spor , spor , Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesi
Lisan : Fransızca touche
1. güreşte hasmı sırtüstü yere sermek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , yenmek, mağlup etmek
1. -i , -i , spor , spor , -i , -i , spor , spor , Güreşte tuşa getirmek, tuşla yenmek
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , çözümü güçlük gösteren bir durum karşısında söylenen bir söz
1. -i , -i , -i , -i , Tutma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Tiyatroyu kaldırabilirsiniz ve onun yerini sinema yahut televizyon tutabilir.
1. Tiyatroyu kaldırabilirsiniz ve onun yerini sinema yahut televizyon tutabilir.
2. Tutma gücü bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Sıcak mutfak araçlarını tutmakta kullanılan, birbirine şeritle bağlı bez çifti, tutaç, tutak
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin tutulacak yeri
1. Saban tutağı. Bıçak tutağı. Kılıç tutağı. Tüfek tutağı.
1. Saban tutağı. Bıçak tutağı. Kılıç tutağı. Tüfek tutağı.
2. Tutacak
3. Kabza
4. Maşa, kerpeten vb. araçların tutmaya yarayan kanatlarından her biri
5. Rehine
1. isim , isim , isim , isim , Ağrı iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : tu'tağı
tutam tutam, bir tutam
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan
1. Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler.
1. Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler.
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay, hisse, parti (II), lot
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tutulacak kadar birçoğu bir arada olan
1. Şakaklardan dökülen tutam tutam kıvırcıklar başının genel görünüşünü gösterişli bir saç ve renk yığını hâline sokuyordu.
1. Şakaklardan dökülen tutam tutam kıvırcıklar başının genel görünüşünü gösterişli bir saç ve renk yığını hâline sokuyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin tutulup çekilecek yeri
2. Tutunacak yer, tutamak
3. Telgraf veya elektrik direklerine rahat çıkmayı sağlayan ve ayağa takılan mahmuzlu araç
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tutamacı olan
1. Ayağına geçirdiği tutamaçlı demirlerle tahta elektrik direklerine tırmanıp sigortaları değiştirmesi heyecan vericiydi.
1. Ayağına geçirdiği tutamaçlı demirlerle tahta elektrik direklerine tırmanıp sigortaları değiştirmesi heyecan vericiydi.
1. isim , isim , isim , isim , Tutamaç
1. Viraj tutamağı.
1. Viraj tutamağı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tutunacak, dayanacak, güvenecek şey
bir tutamlık
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir tutam miktarında olan