92406 kayıt bulundu.
1. yiyecek bozulmak, ekşimek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , güçsüzleşmek, bitkinleşmek
1. isim , isim , isim , isim , Turşunun içilebilir nitelikteki ekşimsi ve kekremsi suyu
1. isim , isim , isim , isim , Turşu yapan veya satan kimse
1. Bir turşucunun yanında çalışıyordum.
1. Bir turşucunun yanında çalışıyordum.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İyice ezilmek, turşu gibi olmak
2. Yorgunluktan hareket edemez duruma gelmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Turşu yapmaya elverişli
1. Turşuluk biber. Turşuluk hıyar.
1. Turşuluk biber. Turşuluk hıyar.
1. çok yorulmak
1. Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu.
1. Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu.
2. ezilmek, parçalanmak
1. Portakalların turşusu çıkmış.
1. Portakalların turşusu çıkmış.
1. `bir şeyin elden çıkarılması gerektiği hâlde buna bir türlü kıyamamak` anlamında kınama yollu söylenen bir söz
1. Bir kısmetin çıkar çıkmaz seni vereceğiz. Turşunu kuracak değiliz ya!
1. Bir kısmetin çıkar çıkmaz seni vereceğiz. Turşunu kuracak değiliz ya!
1. çok yorulmak, bitkinleşmek
1. Zaten yerinden kımıldanacak hâli kalmamıştı, turşuya dönmüştü ve lakin kabadayılığı da elden bırakmıyordu.
1. Zaten yerinden kımıldanacak hâli kalmamıştı, turşuya dönmüştü ve lakin kabadayılığı da elden bırakmıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta türü
Lisan : İtalyanca torta
Telaffuz : tu'rta
1. isim , isim , isim , isim , Varlıkların oluşumu
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bütün var olanların Tanrı'dan, ondan hiçbir şey eksiltmeksizin çıkması
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Türümcülük öğretisini benimseyen
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Evrenin türüm ile ilgili olarak oluştuğunu ileri sürenlerin öğretisi
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Turunçgillerden, bütün Akdeniz ülkelerinde yetişen, kışın yaprağını dökmeyen bir ağaç, narenç (Citrus aurantium amara)
2. Bu ağacın portakala benzeyen, suyu acımtırak meyvesi
1. Lübnan portakal, turunç, hurma ve muz memleketiydi.
1. Lübnan portakal, turunç, hurma ve muz memleketiydi.
Lisan : Farsça turunc
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sedef otugillerin, turunç, portakal, limon, mandalina vb.ni içine alan bir alt familyası, narenciye
1. isim , isim , isim , isim , Turunç rengi, kızıl sarı renk
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
Lisan : Farsça turunc + Arapça -ī
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Turuncu bir renge girmek
1. Ufuk turunculaştı.
1. Ufuk turunculaştı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Rengi turuncuyu andıran, turuncuya benzeyen, turuncumtırak
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Hanımeligillerden, sarı, kırmızı çiçekli, güzel kokulu ve tırmanıcı bir süs bitkisi (Leonicera japonica)
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Güreşte oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi