Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tüh tüh
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Yazık oldu` anlamında pişmanlık bildiren bir söz


tuhaf
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Acayip

Örnek:

1. Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı.

1. Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı.

2. Şaşılacak, garip

3. Güldürücü

Örnek:

1. Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış.

1. Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış.

4. Gülünç

Örnek:

1. Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun.

1. Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun.

5. Anlaşılmaz

Örnek:

1. Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor.

1. Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor.

6. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz

Örnek:

1. Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor.

1. Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor.


Lisan : Arapça tuḥaf

tuhafına gitmek
Anlamı:

1. bir şeyi tuhaf bulmak

Örnek:

1. Ömründe bu kadar tuhafına giden söz işitmemiş olduğunu söylerdi.

1. Ömründe bu kadar tuhafına giden söz işitmemiş olduğunu söylerdi.


tuhafiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çorap, mendil, eldiven gibi giyim ile kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler


Lisan : Arapça tuḫafiyye

Telaffuz : tuha:fiye

tuhafiyeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tuhafiye satan kimse


tuhafiyecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tuhafiyecinin işi


tuhaflaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tuhaflaşmak işi


tuhaflaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tuhaf olmak, tuhaf duruma gelmek

2. Şaşırmak

Örnek:

1. Cilalı parkelere serili yol halıları üzerinde yürürken tuhaflaştı.

1. Cilalı parkelere serili yol halıları üzerinde yürürken tuhaflaştı.

3. Başkalaşmak, huyu değişmek


tuhaflık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tuhaf olma durumu, yabansılık, garabet

Örnek:

1. Tercüme ilerledikçe tuhaflıklar insanı rahatsız etmeye başlıyor.

1. Tercüme ilerledikçe tuhaflıklar insanı rahatsız etmeye başlıyor.

2. Tuhaf davranış


tuhaflık etmek
Anlamı:

1. güldürecek şeyler yapmak


tükenik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bitmiş, tükenmiş

Örnek:

1. Bitkin ve tükenik hâliyle cevaplar veriyordu.

1. Bitkin ve tükenik hâliyle cevaplar veriyordu.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok azalmış bir biçimde

Örnek:

1. Uzaklarda coşkun akan Ravi Çayı, suyunu kumluk vadilere içire içire, Lahor'a yorgun ve tükenik gelirmiş.

1. Uzaklarda coşkun akan Ravi Çayı, suyunu kumluk vadilere içire içire, Lahor'a yorgun ve tükenik gelirmiş.


tükeniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tükenme işi

Örnek:

1. Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz.

1. Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz.


tükenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tükenmek işi

Örnek:

1. Zaten aylardan beri yüreğine dertler, endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor, yüreğinde bir erime, bir tükenme hâli seziyordu.

1. Zaten aylardan beri yüreğine dertler, endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor, yüreğinde bir erime, bir tükenme hâli seziyordu.


tükenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bitmek, sona ermek, kalmamak

Örnek:

1. Vaktiyle yaşamış olan büyük musiki ustaları nesillerinin artık tükenmiş olduğu da söylenirdi.

1. Vaktiyle yaşamış olan büyük musiki ustaları nesillerinin artık tükenmiş olduğu da söylenirdi.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçsüzleşmek, bitkinleşmek, yılgınlaşmak

Örnek:

1. İnsan sevdiği birini tükenmiş görmek istemez.

1. İnsan sevdiği birini tükenmiş görmek istemez.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Verimliliğini yitirmek, söyleyecek sözü kalmamak

Örnek:

1. Yalnız kendi tecrübelerini yazmaya kalkan romancı çabuk tükenir.

1. Yalnız kendi tecrübelerini yazmaya kalkan romancı çabuk tükenir.


tükenmez

İlgili Kelimeler:

tükenmez kalem

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tükenmeyen, bitmeyen

Örnek:

1. Bu engin ruh, bu tükenmez azim, Türk milletinin varlık sebebidir.

1. Bu engin ruh, bu tükenmez azim, Türk milletinin varlık sebebidir.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sonsuz

Örnek:

1. Ben bihaberim kendi tükenmez elemimden.

1. Ben bihaberim kendi tükenmez elemimden.

3. isim , isim , isim , isim , Tükenmez kalem

4. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bir kapta ekşitilen ve alındıkça su eklenerek çoğaltılan üzüm veya üzüm, elma, armut karışımı bir içecek türü

5. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bir tür peynirli çorba


tükenmez kalem
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ucunda küçük bir bilyesi bulunan ve içi özel bir mürekkeple dolu ince bir borucuktan oluşan kalem türü, tükenmez


tükenmezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tükenmez olma durumu


tükenmişlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gücünü yitirmiş olma, çaba göstermeme durumu


tüketebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tüketebilmek işi


tüketebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tüketme ihtimali veya imkânı bulunmak


tüketici

İlgili Kelimeler:

tüketici sayacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mal ve hizmetlerden yararlanan, satın alıp kullanan, tüketen kimse, müstehlik, üretici karşıtı

Örnek:

1. Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır.

1. Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır.

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Bitiren, mahveden


tüketici sayacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Harcanmak üzere tüketim mahalline sevk edilen gazı ölçmekte kullanılan cihaz


tüketicilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tüketici olma durumu


tüketim

İlgili Kelimeler:

birim tüketimi, ticari tüketim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tüketme işi

2. Üretilen veya yapılan şeylerin kullanılıp harcanması, yoğaltım, istihlak, üretim karşıtı

Örnek:

1. Benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi.

1. Benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi.


tüketiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tüketme işi