92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Üzerinde pistonlar bulunan, bakırdan nefesli çalgı
Lisan : Fransızca tuba
Telaffuz : tu'ba
1. isim , isim , isim , isim , Cennette bulunduğuna inanılan, kökü yukarıda, dalları aşağıda büyük bir ağaç
Özel: Evet
Lisan : Arapça ṭūbā
Telaffuz : tu:ba:
tüberkülin testi
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Veremin tanı ve tedavisinde yararlanılan, verem mikrobu kültüründen elde edilen bir sıvı
Lisan : Fransızca tuberculine
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bir kimsede tüberküloz bulunup bulunmadığını anlamak amacıyla deri altına tüberkülin aşılama
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Verem
1. Akciğer tüberkülozu. Kemik tüberkülozu.
1. Akciğer tüberkülozu. Kemik tüberkülozu.
Lisan : Fransızca tuberculose
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Ticaret yapan, ticaretle uğraşan kimse, tacir
1. Ova köylerinde sözü geçen bir koyun tüccarı ile orada buluşacaktı.
1. Ova köylerinde sözü geçen bir koyun tüccarı ile orada buluşacaktı.
Lisan : Arapça tuccār
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tüccar durumuna gelmek
2. Tüccar gibi davranmak
1. isim , isim , isim , isim , Tüccar olma durumu
1. Birkaç devlet bu memlekette adam tüccarlığına başladığı zaman altına avuç açanlar çok olur.
1. Birkaç devlet bu memlekette adam tüccarlığına başladığı zaman altına avuç açanlar çok olur.
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Yanardağların püskürttüğü kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan, çoğunlukla açık renkli, hafif gözenekli bir tür çökelti taşı
Lisan : Fransızca tuf
kahkaha tufanı
1. isim , isim , isim , isim , Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Şiddetli yağmur
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok yoğun veya şiddetli şey
1. Bu heyecan tufanı içinde hiçbir muayyen şekli göremiyordu.
1. Bu heyecan tufanı içinde hiçbir muayyen şekli göremiyordu.
Lisan : Arapça ṭūfān
Telaffuz : tu:fa:nı
1. isim , isim , isim , isim , Adana iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : tu:fa'nbeyli
tüfekhane, eski tüfek, kaval tüfek, makineli tüfek, pompalı tüfek, top tüfek, ağız tüfeği
1. isim , isim , isim , isim , Savaş veya avda kullanılan, uzun namlulu ateşli silah
Lisan : Farsça tufeng
1. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , askerlerin dinlenme sırasında tüfeklerini, dipçikleri üzerinde üçerli olarak birbirine dayamak
1. Tüfekleri çatar çatmaz ordayım.
1. Tüfekleri çatar çatmaz ordayım.
1. isim , isim , isim , isim , Tüfek yapan, onaran veya satan kimse
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Padişah ve sarayı korumakla görevli olan
3. tarih , tarih , tarih , tarih , Savaş gereçleri, silah yapımı ve onarımı ile uğraşan asker sınıfından olan kimse
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tüfek yapılan yer
Lisan : Farsça tufeng + ḫāne
Telaffuz : tüfekha:ne
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tüfeği olan
1. Tüfekli ve cembiyeli nöbetçiler arasında içeri girdi.
1. Tüfekli ve cembiyeli nöbetçiler arasında içeri girdi.
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Kışla gibi yerlerde tüfekleri düzenli bir biçimde koymak için yapılmış yer
2. Tüfek kılıfı
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Asalak
1. Ben kendimi faydalı bir adam farz ettiğim hâlde, sen kendini niçin işsiz ve tufeyli sayıyorsun?
1. Ben kendimi faydalı bir adam farz ettiğim hâlde, sen kendini niçin işsiz ve tufeyli sayıyorsun?
2. Salaş, virane, yıkık
1. Onu tamir ve takviye ettirdiler, etrafını kaplayan tufeyli yapıları yıktırarak ortaya çıkardılar.
1. Onu tamir ve takviye ettirdiler, etrafını kaplayan tufeyli yapıları yıktırarak ortaya çıkardılar.
Lisan : Arapça ṭufeylī
Telaffuz : tufeyli:
tuğbay
1. isim , isim , isim , isim , Sorguç
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Padişahların ve vezirlerin başlarına taktıkları başlıkların ön tarafında bulunan tüy veya püskül biçimindeki süs