Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
toz fırçası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toz almak veya tozu temizlemek için kullanılan yumuşak kıllı fırça


toz kondurmamak
Anlamı:

1. bir şeyde herhangi bir kusurun varlığını kabul etmemek, bir şeyi kusursuz göstermek

Örnek:

1. Toz kondurmadığı devletinin kendisini hatırlamasını sabırla bekliyor.

1. Toz kondurmadığı devletinin kendisini hatırlamasını sabırla bekliyor.


toz koparmak
Anlamı:

1. toz kaldırmak


toz maskesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tozların boğaz yoluna kaçmasını engellemek amacıyla kullanılan özel maske


toz olmak
Anlamı:

1. toz durumuna gelmek

2. argo , argo , argo , argo , kaybolup gitmek, kaçmak, uzaklaşmak


toz sabun
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toz durumuna getirilmiş sabun


toz şeker
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ufak billur biçiminde şeker


toz toprak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toz ve toprak yığını

Örnek:

1. Yere dökülmüş küçük mozaikler gibi toz toprağın içinde sönüp sönüp parlıyor.

1. Yere dökülmüş küçük mozaikler gibi toz toprağın içinde sönüp sönüp parlıyor.


tozan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İncecik toz tanesi

2. Tozu çok olan yer


tozarma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tozarmak işi


tozarmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Toz durumuna girmek, tozlaşmak


tözcülük
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bir veya birçok tözün varlığını öne süren öğretilerin genel adı


tozdan dumandan ferman okunmamak
Anlamı:

1. ortalık çok karışık olmak


tözel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tözle ilgili


tozkoparan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok rüzgârlı (yer)


Telaffuz : to'zkoparan

tozlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tozlanmak işi

2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Tozlaşma


tozlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tozlu olmak, üstüne toz konmak

Örnek:

1. Tozlanan ayakkabılarını parlatmak amacıyla arka cebinde koyu kırmızı kadifeden bir bez taşıdı.

1. Tozlanan ayakkabılarını parlatmak amacıyla arka cebinde koyu kırmızı kadifeden bir bez taşıdı.


tozlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tozlaşmak işi

2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Erkek organlardaki çiçek tozunun, rüzgâr veya böceklerin aracılığıyla çiçeklerin tepeciğine konması, döllenme, tozlanma, alogami


tozlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Toz durumuna girmek, tozarmak


tozlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tozlaştırmak işi


tozlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Toz durumuna getirmek


tozlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Toza bulanmış veya tozu olan

Örnek:

1. Üçümüz de güle oynaya tozlu bir yolda koşmaktayız.

1. Üçümüz de güle oynaya tozlu bir yolda koşmaktayız.


tozluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pantolonun paçasını tozdan korumak için ayakkabının üzerine geçirilip düğmelenen veya dizden aşağı uzanarak ayağın üstünü örten dar paçalık, getr


tozluklu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerinde tozluk bulunan

Örnek:

1. Ahır tarafına giden gocuklu ve aba tozluklu kâhyama seslendim.

1. Ahır tarafına giden gocuklu ve aba tozluklu kâhyama seslendim.


tozluksuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerinde tozluk olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Tozluğu olmadan