92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kaya balığı
Telaffuz : tokma'kbaş
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Jigolo
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Toksikoloji ile uğraşan kimse
Lisan : Fransızca toxicologue
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Zehirle, onların organizmaya olan etkileriyle ve zehirlerin belirlenmesiyle uğraşan bilim dalı
Lisan : Fransızca toxicologie
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Toksikoloji ile ilgili
Lisan : Fransızca toxicologique
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Dıştan sağlanan her türlü maddeye, özellikle toksik bir maddeye karşı fiziksel ve ruhsal bir bağımlılık duyan, vücudunda bu maddenin yarattığı olağanüstü etkilerin arayışı içinde olan kişi
Lisan : Fransızca toxicomane
1. isim , isim , isim , isim , Uyuşturucu madde tutkunluğu
Lisan : Fransızca toxicomanie
1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Canlı organizmalarda görülen zehir
Lisan : Fransızca toxine
1. isim , isim , isim , isim , Dokurcun
1. Harmanı kaldırdım birazı kaldı / Tokurcun şalvarım al kanla doldu
1. Harmanı kaldırdım birazı kaldı / Tokurcun şalvarım al kanla doldu
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hava, suyun içinde kabarcıklar durumunda yükselirken ses çıkarmak
1. -i , -i , -i , -i , Tokurdama işini yaptırmak
1. O gece oynayacağı oyunun dehşetini unutup gitmiş, Çekirge'de nargile tokurdatıyordu.
1. O gece oynayacağı oyunun dehşetini unutup gitmiş, Çekirge'de nargile tokurdatıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Tokurdama sırasında çıkan sesin adı
1. Nargilelerden çıkan tokurtulara güler / Karnı büyük softalar gibi cam nargileler
1. Nargilelerden çıkan tokurtulara güler / Karnı büyük softalar gibi cam nargileler
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , İki şey birbirine çarpmak, çarpışmak
2. Kafa kafaya vuruşmak
1. -i , -i , -i , -i , Tokuşturma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Tokuştırma becerisi bulunmak
1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Birbirine dokundurmak, çarpıştırmak
1. Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür.
1. Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür.