Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tiryak
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir


Lisan : Arapça tiryāḳ

Telaffuz : tirya:kı

tiryaki

İlgili Kelimeler:

dudak tiryakisi, sigara tiryakisi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)

Örnek:

1. Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu.

1. Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeye çok alışmış, kendine huy edinmiş

Örnek:

1. Belki de ha bire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmışaltı tiryakisi.

1. Belki de ha bire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmışaltı tiryakisi.

3. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Karagöz oyununda yaşlı ve afyon içmeye alışmış kimse


Lisan : Arapça tiryāḳī

Telaffuz : tirya:ki:

tiryakilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiryaki olma durumu, iptila

Örnek:

1. Onun için ... bu nargile tiryakiliğini dert saymaz.

1. Onun için ... bu nargile tiryakiliğini dert saymaz.


tiryakisi olmak
Anlamı:

1. bir şeye veya birine çok düşkün olmak

Örnek:

1. Artık birbirimizin tiryakisi olmuştuk.

1. Artık birbirimizin tiryakisi olmuştuk.

2. Açık söyleyeyim, ben parasızlığın tiryakisi bile oldum.

2. Açık söyleyeyim, ben parasızlığın tiryakisi bile oldum.


tıs
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses


tıs kesilmek
Anlamı:

1. sessiz kalmak

Örnek:

1. Neyzen hicaz bir taksime başladı, bu koca yeri dolduran yüzlerce insan birden tıs kesildi.

1. Neyzen hicaz bir taksime başladı, bu koca yeri dolduran yüzlerce insan birden tıs kesildi.


tıs yok
Anlamı:

1. bir yerde hiç ses olmadığını belirtmek için kullanılan bir söz


tıslama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıslamak işi


tıslamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kaz, kedi, yılan `tıs` diye ses çıkarmak

2. `Tıs` diye ses çıkarmak

Örnek:

1. Laf ederken tıslıyorum, dişleri çektirdik.

1. Laf ederken tıslıyorum, dişleri çektirdik.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Ağır yük altında iniltiye benzer sesler çıkarmak

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Haksızlığını anlayıp susmak, sesi soluğu kesmek


tıslayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıslama işi

Örnek:

1. Karşımdakini çileden çıkartan o pis tıslayış gülüşü ile..

1. Karşımdakini çileden çıkartan o pis tıslayış gülüşü ile..


tişört
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle kısa kollu, pamuklu spor giysi


Lisan : İngilizce T-shirt

Telaffuz : ti:şört

titan
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, 1675 °C'ye doğru eriyen, özellikleri bakımından silisyumla kalaya yaklaşan, parlak beyaz renkli, basit element (simgesi Ti)


Lisan : Fransızca titane

titiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen (kimse), memnun edilmesi güç, müşkülpesent

Örnek:

1. Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş.

1. Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş.

2. Temizliğe aşırı düşkün olan (kimse)


titizce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Titiz bir biçimde

Örnek:

1. Kurallara ne kadar titizce riayet ettiğini bilmeyen yoktur.

1. Kurallara ne kadar titizce riayet ettiğini bilmeyen yoktur.


Telaffuz : titi'zce

titizlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Titizlenmek işi


titizlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çok dikkat ve özenle davranmak veya böyle davranılmasını istemek, titiz olmak, titizlik göstermek

2. Öfkelenmek, huysuzlanmak, rahatsız olmak


titizleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Titizleşmek işi


titizleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Titizlenmek


titizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Titiz olma, titizce davranma durumu

Örnek:

1. Sevilen bir şair olması, yazıları üzerindeki titizliğinden geliyor.

1. Sevilen bir şair olması, yazıları üzerindeki titizliğinden geliyor.


titizlik göstermek
Anlamı:

1. titizlenmek


titr
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , San


Lisan : Fransızca titre

titrek

İlgili Kelimeler:

titrek kavak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Titreyen, lerzan

Örnek:

1. O gece şu çinilerin üstünde titrek mum ışıkları kim bilir ne korkunç gölgeler koşturdu.

1. O gece şu çinilerin üstünde titrek mum ışıkları kim bilir ne korkunç gölgeler koşturdu.


titrek kavak
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Avrupa, Kuzey Afrika, Ön Asya, Kafkasya, Sibirya, Japonya ve Türkiye'nin orman bölgelerinde yetişen, çalı veya ağaççık hâlinde bir tür kavak, acı kavak, dağ kavağı (Populus tremula)


titrekleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Titrekleşmek işi


titrekleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Titrek duruma gelmek

Örnek:

1. Mırıltı o kadar hassaslaştı, titrekleşti ki dayanamadı.

1. Mırıltı o kadar hassaslaştı, titrekleşti ki dayanamadı.