tırsma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tırsmak durumu

tırsmak fiil

Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Ürkmek, korkmak, çekinmek

tırt

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , İşe yaramayan (kimse)

tırtık

İlgili Kelimeler:

tırtık tırtık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çentik

tırtık tırtık

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pürüzlü, düz olmayan, çentikli

tırtıkçı

Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Yankesici

tırtıkçılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tırtıkçı olma durumu

tırtıklama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tırtıklamak işi

tırtıklamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Aşırmak, çalmak

Örnek:

1. Sade bu yolda dört arabası işler. Biletçi belki beş on kuruş tırtıklar diye arabadan arabaya gezer.

1. Sade bu yolda dört arabası işler. Biletçi belki beş on kuruş tırtıklar diye arabadan arabaya gezer.

tırtıklanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tırtıklanmak durumu

tırtıklanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tırtıklama işine konu olmak

2. Seyrekleşmek

Örnek:

1. Yer yer tırtıklanmış, ipince çapkın bıyıkları vardı.

1. Yer yer tırtıklanmış, ipince çapkın bıyıkları vardı.

tırtıklatma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tırtıklatmak işi

tırtıklatmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tırtıklama işini yaptırmak

tırtıklı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tırtığı olan

Örnek:

1. Ölgün sesi pürtüklü bir duvar, tırtıklı bir kâğıt gibi belli belirsiz yükselip alçaldı.

1. Ölgün sesi pürtüklü bir duvar, tırtıklı bir kâğıt gibi belli belirsiz yükselip alçaldı.

tırtıl

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu

tırtıl

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çevresinde kertikler bulunan ve işlenecek parça üzerine bastırılarak bu kertiklerin izini parçaya basmaya yarayan çelik disk

2. Pulların veya metal paraların kenarındaki kertikleri oluşturan çıkıntılardan her biri

Örnek:

1. Bu pulların tırtıllarından biri kopmuş.

1. Bu pulların tırtıllarından biri kopmuş.

3. Palet

4. Bir şeyin kenarına çizilen zincir gibi çiçeklerden yapılan süs

5. Maraş işi veya diğer elbise nakışlarında kullanılan altın, gümüş gereç

tırtıl çekmek

Anlamı:

1. henüz yumuşak olan bir parçayı metal bir tırtılla süslemek

tırtıl kesmek

Anlamı:

1. bir şeyin yanlarını diş diş kesmek

tırtılımsı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tırtılsı

tırtıllanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tırtıllanmak işi

tırtıllanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tırtıl üşüşmek

tırtıllı

İlgili Kelimeler:

tırtıllı bıçak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kenarlarında tırtıl olan

tırtıllı bıçak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebzeleri süslü ve kolay kesmek için kullanılan mutfak bıçağı

tırtılsı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tırtılı andıran, tırtıla benzeyen, tırtıl gibi, tırtılımsı

2. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Söğüt, kavak, fındık vb. bitkilerin tırtılı andıran çiçek durumları

tırtır

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Zar kanatlılardan, uzun gövdeli, uzun duyargalı, kurtçuk evresini tarım bitkilerine zarar veren böcekler üzerinde geçiren bir tür böcek (Ichneumon)