Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tebşir etmek
Anlamı:

1. sevinilecek bir haber vermek, müjdelemek, muştulamak


tebyiz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir yazı ile ilgili taslağı temize çekme

Örnek:

1. Eserimin tebyizinden artan şu boş deftere gelişigüzel bu satırları yazdım.

1. Eserimin tebyizinden artan şu boş deftere gelişigüzel bu satırları yazdım.


Lisan : Arapça tebyīż

Telaffuz : tebyi:zi

tebyiz etmek
Anlamı:

1. temize çekmek


tecahül

İlgili Kelimeler:

tecahülüarif

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bilmez gibi görünme, bilmezlikten gelme


Lisan : Arapça tecāhul

Telaffuz : teca:hül

tecahül etmek
Anlamı:

1. bilmez gibi görünmek, bilmezlenmek


tecahülüarif
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , edebiyat , edebiyat , isim , isim , eskimiş , eskimiş , edebiyat , edebiyat , Bilmezlikten gelme


Lisan : Arapça tecāhul + ʿārif

Telaffuz : teca:hü'lüa:rif

tecahülüarifane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , edebiyat , edebiyat , isim , isim , eskimiş , eskimiş , edebiyat , edebiyat , Tecahülüarif


Lisan : Arapça tecāhul + ʿārif + Farsça -āne

Telaffuz : teca:hülüa:rifa:ne

tecahülüarifaneden gelmek
Anlamı:

1. bilmez gibi davranmak


tecanüs
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir bütünü oluşturan ögeler arasında uyum bulunması durumu


Lisan : Arapça tecānus

Telaffuz : teca:nüs

tecavüz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saldırı

Örnek:

1. Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır.

1. Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır.

2. Namusuna saldırma, sarkıntılık

3. Başkasının hakkına el uzatma

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Aşma, ötesine geçme


Lisan : Arapça tecāvuz

Telaffuz : teca:vüz

tecavüz etmek
Anlamı:

1. başkasının hakkına el uzatmak

2. saldırmak, hücum etmek

Örnek:

1. Bu adam canımı sıkacak bazı şeyler söyledi sonra eliyle tecavüz etti.

1. Bu adam canımı sıkacak bazı şeyler söyledi sonra eliyle tecavüz etti.

3. namusa sataşmak

Örnek:

1. Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar.

1. Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar.

4. aşmak, geçmek


tecavüze uğramak
Anlamı:

1. tecavüzle karşı karşıya kalmak


tecavüzkâr
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Saldırgan, saldırıcı


Lisan : Arapça tecāvuz + Farsça -kār

Telaffuz : teca:vüzkâr

tecavüzkârlık, -ğı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tecavüzkâr olma durumu


tecdit
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yenileme, tazeleme


Lisan : Arapça tecdīd

Telaffuz : tecdi:di

teceddüt
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yenilik


Lisan : Arapça teceddud

tecelli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma

Örnek:

1. Tabiat bütün manzaraları, bütün tecellileri ile edebiyatımıza hulul ederek onun ufuklarını mütemadiyen genişletti.

1. Tabiat bütün manzaraları, bütün tecellileri ile edebiyatımıza hulul ederek onun ufuklarını mütemadiyen genişletti.

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi

3. Alın yazısı, kader

Örnek:

1. Ne yaman tecellisi varmış!

1. Ne yaman tecellisi varmış!


Lisan : Arapça tecellī

Telaffuz : tecelli:

tecelli etmek
Anlamı:

1. belirmek, görünmek, ortaya çıkmak, zuhur etmek, meydana çıkmak

Örnek:

1. Nihayet duam kabul olundu, önümde hiçbir hicap kalmadı, hakikat bana olduğu gibi tecelli etti.

1. Nihayet duam kabul olundu, önümde hiçbir hicap kalmadı, hakikat bana olduğu gibi tecelli etti.


tecemmu
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yığınak


Lisan : Arapça tecemmuʿ

Telaffuz : tecemmu:

tecennün
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çıldırma, delirme, aklını oynatma


Lisan : Arapça tecennun

tecennün etmek
Anlamı:

1. çıldırmak, delirmek


tecerrüt
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Her şeyden uzaklaşma, sıyrılma, soyutlanma

Örnek:

1. İlk gençlik yılları da aynı hâlet ve tecerrüt içinde geçti.

1. İlk gençlik yılları da aynı hâlet ve tecerrüt içinde geçti.


Lisan : Arapça tecerrud

tecerrüt etmek
Anlamı:

1. sıyrılmak, soyutlanmak


tecessüm
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Boyut kazanma, cisimlenme

2. Görünmeye başlama, belirme

3. Göz önüne gelme, canlanma


Lisan : Arapça tecessum

tecessüm etmek
Anlamı:

1. boyut kazanmak, cisimlenmek

2. görünmeye başlamak, belirmek

3. canlanmak

Örnek:

1. Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor.

1. Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor.