Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tavus tüyü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erkek tavus kuşunun renkli ve gösterişli tüyü


tavus yeşili
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tavusun kuyruğunda görülen yeşil, zümrüt yeşili

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


tavuskuyruğu
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Sarhoş kusmuğu


Telaffuz : tavu'skuyruğu

tavzif
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Vazifelendirme, görevlendirme, iş verme


Lisan : Arapça tavẓīf

Telaffuz : tavzi:fi

tavzif etmek
Anlamı:

1. vazifelendirmek, görevlendirmek


tavzih
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Açıklama, aydınlatma


Lisan : Arapça tavżīḥ

Telaffuz : tavzi:hi

tavzih etmek
Anlamı:

1. açıklamak, aydınlatmak


tay
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Üç yaşına kadar olan at yavrusu


tay
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Denk, eşit, eş

2. isim , isim , isim , isim , Hayvanın bir yanındaki yük


Lisan : Farsça tāy

tay gelmek
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , denk, eşit olmak


tay tay

İlgili Kelimeler:

tay tay arabası

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Emekleme döneminde, henüz yürüyemeyen çocuk ayakları üzerinde durmak` anlamındaki tay tay durmak deyiminde geçen bir söz


tay tay arabası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük çocukları yürümeye alıştıran dört tekerlekli araç, yürüteç


taya
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dadı


Lisan : Farsça dāye

tayalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dadılık

Örnek:

1. Osman Efendi tayalık vazifesini üstüne almıştı.

1. Osman Efendi tayalık vazifesini üstüne almıştı.


taydaş
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Akran


tayf

İlgili Kelimeler:

tayfölçer, tayf ölçümü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görüntü, hayalet, ruh

Örnek:

1. Orada ezelî efsanelerini yaşayan binlerce tayf vardı.

1. Orada ezelî efsanelerini yaşayan binlerce tayf vardı.

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Birleşik bir ışık demetinin bir biçmeden geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü

Örnek:

1. Güneşin tayfı, biçmenin köşesinden tabanına doğru sıra ile şu renkleri gösterir: Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor.

1. Güneşin tayfı, biçmenin köşesinden tabanına doğru sıra ile şu renkleri gösterir: Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor.


Lisan : Arapça ṭayf

tayf ölçümü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Işın tayflarının incelenmesi, spektroskopi


tayfa
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemide türlü işlerde çalıştırılan sefer işçisi

Örnek:

1. Kayıkta hem ben hem de tayfam uyandık.

1. Kayıkta hem ben hem de tayfam uyandık.

2. Bu sefer işçilerinin topluluğu

Örnek:

1. Esrarkeş, serseri tayfası hava almak için çıkar, balık tutar, getirir kasabaya, satarlar.

1. Esrarkeş, serseri tayfası hava almak için çıkar, balık tutar, getirir kasabaya, satarlar.

3. Zeytin toplayan işçi

4. hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , Bir adamın yanında bulunan yardakçılar, koşuntu


Lisan : Arapça ṭāʾife

tayfölçer
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Işın tayflarını incelemeye yarayan alet, spektroskop


Telaffuz : ta'yfölçer

tayfun
Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Okyanuslarda, Çin Denizi ile Hint Denizi'nde görülen, Dünya'nın dönüş yönüne zıt olarak doğudan batıya doğru oluşan, güçlü kasırga


Lisan : İngilizce typhoon

tayga
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Orman kuşağı, kozalaklı orman bitki örtüsü


taygeldi
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İkinci kez evlenen kadının beraberinde getirdiği çocuk veya çocuklar


Telaffuz : ta'ygeldi

tayin

İlgili Kelimeler:

açıktan tayin

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma

Örnek:

1. Yola devam edilmesini tayin için sordu.

1. Yola devam edilmesini tayin için sordu.

2. Atama

Örnek:

1. İstanbul'a tayinimi yaptırdım, hiç mi hiç karışmadılar.

1. İstanbul'a tayinimi yaptırdım, hiç mi hiç karışmadılar.


Lisan : Arapça taʿyīn

Telaffuz : ta:yin

tayın

İlgili Kelimeler:

tayın bedeli, asker tayını

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Asker azığı

Örnek:

1. Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum.

1. Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum.

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Asker ekmeği

3. Savaş veya seferberlik dönemlerinde vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek

Örnek:

1. Çok defa kahvaltı tayınım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân bulamıyordum.

1. Çok defa kahvaltı tayınım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân bulamıyordum.


Lisan : Arapça taʿyīn

tayın bedeli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir aylık asker azığının karşılığı olan para