Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sucuklu yumurta
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kavrulmuş sucuğun üzerine yumurta kırılarak yapılan bir çeşit yemek


sucul
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Suyu seven, suya düşkün

2. Suyu çeken, hidrofil, hidrofilik


suculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sucunun yaptığı iş, sakalık


suçundan geçmek
Anlamı:

1. suçunu bağışlamak


Ön Takı : (birinin)

suçunu bağışlamak
Anlamı:

1. bir kimseye işlediği suçun cezasını vermemek


suçüstü

İlgili Kelimeler:

suçüstü mahkemesi

Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Birini suç işlerken yakalama, cürmümeşhut, meşhut suç

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Suç işlerken

Örnek:

1. Oynadığı kumlukta suçüstü yakalanan bir çocuk ürkekliğiyle kaçıvermiş, ortadan kayboluvermiştir.

1. Oynadığı kumlukta suçüstü yakalanan bir çocuk ürkekliğiyle kaçıvermiş, ortadan kayboluvermiştir.


Telaffuz : su'çüstü

suçüstü mahkemesi
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Failin suçüstü yakalandığı durumlarda duruşmasının görüldüğü mahkeme, meşhut cürümler mahkemesi

Örnek:

1. Tümü birden sevk edilmedikçe suçüstü mahkemesinde yargılanma olanağı yoktu.

1. Tümü birden sevk edilmedikçe suçüstü mahkemesinde yargılanma olanağı yoktu.


suçüstü yakalamak
Anlamı:

1. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , suç işleyeni suçu işlediği sırada veya hareketinden çok az önce yakalamak


sücut
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Secdeye varma, secde etme


Lisan : Arapça sucūd

Telaffuz : sücu:du

suda pişmiş
Anlamı:

1. kaynatılarak veya haşlanarak pişirilmiş


sudak
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Levrekgillerden, tatlı sularda yaşayan, eti beyaz ve lezzetli bir balık (Lucioperca fluviatilis)


sudan

İlgili Kelimeler:

sudan bahane, sudan cevap, sudan sebep, havadan sudan

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak olan

Örnek:

1. Teklif olunan antlaşma tadilleri pek sudan şeylerdi.

1. Teklif olunan antlaşma tadilleri pek sudan şeylerdi.


sudan bahane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak bahane

Örnek:

1. Ben kesinlikle söyleyemem, öz eleştirinin sadece sudan bahaneler olduğunu, ya siz?

1. Ben kesinlikle söyleyemem, öz eleştirinin sadece sudan bahaneler olduğunu, ya siz?


sudan cevap
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak cevap


sudan çıkmış balığa dönmek
Anlamı:

1. herhangi bir sebeple ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak

Örnek:

1. Yaşama adım attılar mı sudan çıkmış balığa dönerler. Ya yetenekleri değerlendirilmezse bu yeni çevrede? Ya saygı görmezlerse?

1. Yaşama adım attılar mı sudan çıkmış balığa dönerler. Ya yetenekleri değerlendirilmezse bu yeni çevrede? Ya saygı görmezlerse?


sudan geçirmek
Anlamı:

1. herhangi bir şeyi üstünkörü yıkamak

2. sabunlu çamaşırı durulamak


sudan sebep
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak sebep

Örnek:

1. Doğruluğu peşin peşin kabul edilmiş bir hükme sudan sebepler aradılar.

1. Doğruluğu peşin peşin kabul edilmiş bir hükme sudan sebepler aradılar.


Sudan tavuğu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir tür Beç tavuğu


sudan ucuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok ucuz, bedava


Sudanlı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sudan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse


Özel: Evet

Telaffuz : su:danlı

sudoku
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dokuzar hücreden oluşan dokuz eşit kutuya bölünmüş bir alan üzerinde birden dokuza kadar olan sayıları tekrar etmeyecek şekilde dizmeye dayalı bir zekâ oyunu


Lisan : Japonca

südreme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Südremek işi


südremek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sarhoş olmak, esrimek


süet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumuşak, yüzü ince havlı bir deri türü, podösüet


Lisan : Fransızca suède

şufa

İlgili Kelimeler:

şufa hakkı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , Ön alım


Lisan : Arapça şufʿa