Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
suçlandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Suç yüklendirilmek, itham ettirilmek


suçlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suçlandırmak işi


suçlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Suçlu olduğuna karar vermek, suçlu olduğunu ileri sürmek

Örnek:

1. Ama onu hiç kimse suçlandıramaz.

1. Ama onu hiç kimse suçlandıramaz.


suçlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suçlanma işi

Örnek:

1. Geçmişseverlikle suçlanışına bu dizeler karşı çıkıyor.

1. Geçmişseverlikle suçlanışına bu dizeler karşı çıkıyor.


suçlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suçlanmak işi


suçlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Suçlama işine konu olmak, itham edilmek

Örnek:

1. Böylesine pervasız davranmanız, suçlandığınız konuda bir tanık bulunmadığını bilmenizden geliyor.

1. Böylesine pervasız davranmanız, suçlandığınız konuda bir tanık bulunmadığını bilmenizden geliyor.


suçlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suçlama işi


suçlayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suçlayıvermek işi


suçlayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ayrıntılı düşünmeden suçlamak


Telaffuz : suçlayı'vermek

suçlu

İlgili Kelimeler:

adi suçlu, potansiyel suçlu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Suç işlemiş, suçu olan (kimse), kabahatli, mücrim

Örnek:

1. Suçluların ani, delice hareketleri gizli kalabilirdi.

1. Suçluların ani, delice hareketleri gizli kalabilirdi.


suçlu olmak
Anlamı:

1. suçlu sayılmak


suçluluk

İlgili Kelimeler:

suçluluk duygusu, suçluluk hissi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suçlu olma durumu, mücrimlik

Örnek:

1. Aramızda ortaklaşa bir suçluluk bağı kurulmuş gibi çevreme bakamıyordum.

1. Aramızda ortaklaşa bir suçluluk bağı kurulmuş gibi çevreme bakamıyordum.


suçluluk duygusu
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Kişinin ahlaki, dinî kuralları çiğnediğini sezmesi sonucu bilinçli veya bilinçsiz olarak kapıldığı ve kendisiyle ilgili değer yargılarını sarsan duygu, suçluluk hissi


suçluluk hissi
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Suçluluk duygusu


suçsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Suçu olmayan, suç işlememiş olan, masum


suçsuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suç işlememiş olma durumu


sucu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Su satan veya evlere su taşıyan kimse, saka


sucuğunu çıkarmak
Anlamı:

1. yormak

2. çok dövmek


sucuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şişirilip kurutulmuş bağırsak içine baharlı et kıyması doldurularak yapılan bir yiyecek türü

2. Ceviz, badem içi vb. şeyler, bir ipliğe dizildikten sonra nişasta ile koyulaştırılmış kaynar üzüm şırasına batırılarak yapılan tatlı yiyecek


sucuk gibi olmak (veya ıslanmak)
Anlamı:

1. baştan aşağı ıslanmak


sucukçu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sucuk yapan veya satan kimse


sucukçuluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sucuk yapma ve satma işi


sucuklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sucuklaşmak işi


sucuklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , Ter, kir vb.nden dolayı sucuk rengini ve görünümünü almak

Örnek:

1. Bu kuşağın içindeki meşin kemer sucuklaştı.

1. Bu kuşağın içindeki meşin kemer sucuklaştı.


sucuklu

İlgili Kelimeler:

sucuklu yumurta

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde sucuk bulunan

2. isim , isim , isim , isim , İçinde sucuk bulunan gözleme, börek, pide vb. hamur işleri