aba

İlgili Kelimeler:

aba güreşi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş

2. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kumaştan yapılan

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka

5. Kepenek (I)

Lisan : Arapça ʿabā

aba

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Abla

2. Anne

aba altında er yatar

Anlamı:

1. `bir insanın değeri giyimiyle kuşamıyla ölçülemez` anlamında kullanılan bir söz

aba altından sopa (veya değnek) göstermek

Anlamı:

1. birini imalı bir biçimde tehdit etmek

aba gibi

Anlamı:

1. kaba ve kalın (kumaş)

aba güreşi

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Aba giyilerek ve bele kuşak bağlanarak yapılan bir güreş türü

aba vakti yaba, yaba vakti aba

Anlamı:

1. `gereksinimler vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman karşılanmalıdır` anlamında kullanılan bir söz

abacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aba yapan veya satan kimse

2. Abadan giyecek yapan veya satan kimse

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Asalak

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bedavacı

abacı kebeci (ara yerde) sen neci?

Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , `seni ilgilendirmeyen işe niçin karışıyorsun?` anlamında kullanılan bir söz

abacılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Abacının yaptığı iş

abadi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir yazı kâğıdı türü

Lisan : Farsça ābādī

Telaffuz : a:ba:di:

abajur

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi

2. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba

Örnek:

1. Etajerin sağında bir telefon, ortasında bir heykel, solunda bir abajur.

1. Etajerin sağında bir telefon, ortasında bir heykel, solunda bir abajur.

Lisan : Fransızca abat-jour

abajurcu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Abajur yapan veya satan kimse

abajurculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Abajurcunun yaptığı iş

abajurlu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Abajuru olan

Örnek:

1. Üstünde lacivert abajurlu, parlak bir madenden lamba.

1. Üstünde lacivert abajurlu, parlak bir madenden lamba.

abajursuz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Abajuru olmayan

Örnek:

1. Tavandaki abajursuz, çelik elektrik lambasını yakmış okuyordu.

1. Tavandaki abajursuz, çelik elektrik lambasını yakmış okuyordu.

abaküs

Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Sayı boncuğu

2. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok

Lisan : Fransızca abacus

abalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aba giymiş olan

Abana

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : aba'na

abanabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Abanabilmek işi

abanabilmek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Abanma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Sana, yeni eserimde, takat getirilmez şekilde abanabilir miyim?

1. Sana, yeni eserimde, takat getirilmez şekilde abanabilir miyim?

2. Abanmaya gücü yetmek

abandırabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Abandırabilmek işi

abandırabilmek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Abandırmaya gücü yetmek

abandırıverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Abandırıvermek işi

abandırıvermek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Çabucak abanmasını sağlamak