92406 kayıt bulundu.
1. `bir şeyin en iyisine alıştıktan sonra ondan aşağı olanlar beni ilgilendirmez` anlamında kullanılan bir söz
1. `bir iş gerçekleşmeden ona oldu gözüyle bakmamalı` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çenekliler sınıfının düğün çiçeğigiller familyasından bir tür şakayık (Peconia corollina)
1. `hırpalamak her zaman kötülük yapmak için olmaz, sevgiden kaynaklanan hırpalamalar da vardır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Fundagillerden, küçük taneli yemişler veren, tüylü bir bitki (Arbutus uva ursi)
1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , iri ve yetişkin birinin ufak tefek birine, bir çocuğa el şakası yapması veya gücünü onda denemesi karşısında söylenen bir söz
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Kol ve bacakları açıp gererek yürüme
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Çift yan yelkenlerden birini sağdan, birini soldan kullanma biçimi
Telaffuz : ayı'bacağı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İri yarı, kaba ve anlayışsız (kimse)
Telaffuz : ayı'boğan
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ayı oynatmayı iş edinen kimse
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Memeli etoburlardan, ayıları içine alan bir familya
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sarhoşluğu veya baygınlığı geçmiş olan
1. Şimdi konuşacağımız konuyu ayık kafayla konuşmak daha doğru olur.
1. Şimdi konuşacağımız konuyu ayık kafayla konuşmak daha doğru olur.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sarhoşluğu geçmiş bir biçimde
1. bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz durumda olduğunu anlatmak için kullanılan bir söz
1. Karıya bir de nikâh yaptırdı mı ondan sonra ayıkla artık pirincin taşını!
1. Karıya bir de nikâh yaptırdı mı ondan sonra ayıkla artık pirincin taşını!
1. isim , isim , isim , isim , Ayıklamak işi
1. Tepsiye üç ölçü pirinç koydu, pencere ışığında ayıklamaya başladı.
1. Tepsiye üç ölçü pirinç koydu, pencere ışığında ayıklamaya başladı.
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek
1. Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım.
1. Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayıklanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak ayıklanmak
Telaffuz : ayıklanı'vermek
doğal ayıklanma
1. isim , isim , isim , isim , Ayıklanmak işi
2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Yaşayan varlıklarda ortamın şartlarına en iyi uyan türlerin veya bireylerin üreyip kalması, uyamayanların yok olması, ıstıfa, seleksiyon
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayıklama işine konu olmak
1. Martıların çığlıkları arasında ayıklanmış yığınların çevresinde yeni çöp tepecikleri oluştu.
1. Martıların çığlıkları arasında ayıklanmış yığınların çevresinde yeni çöp tepecikleri oluştu.