Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
astronomi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gök bilimi


Lisan : Fransızca astronomie

astronomik

İlgili Kelimeler:

astronomik fiyat, astronomik rakam

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gök bilimsel

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı, çok yüksek, çok veya aşırı fazla

Örnek:

1. Böyle muazzam bir prodüksiyonun ne kadar astronomik finansmana dayandığını siz tahmin edin artık.

1. Böyle muazzam bir prodüksiyonun ne kadar astronomik finansmana dayandığını siz tahmin edin artık.


Lisan : Fransızca astronomique

astronomik fiyat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok yüksek fiyat


astronomik rakam
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsana şaşkınlık verecek derecede büyük rakam


astronot
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Uzay adamı


Lisan : Fransızca astronaute

astronotluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzay adamı olma durumu

2. Uzay adamının görevi


astropikal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , coğrafya , coğrafya , sıfat , sıfat , coğrafya , coğrafya , Tropikal bölgelere yakın fakat daha yüksek bir enlemde olan


Lisan : Türkçe as + Fransızca tropical

Telaffuz : a'stropikal, l ince okunur

astsubay

İlgili Kelimeler:

astsubay başçavuş, astsubay çavuş, astsubay kıdemli başçavuş, astsubay kıdemli çavuş, astsubay kıdemli üstçavuş, astsubay üstçavuş

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Silahlı Kuvvetler Yasası'na göre astsubay meslek yüksekokullarında yetişerek Silahlı Kuvvetlere katılan astsubay çavuştan astsubay kıdemli başçavuşa kadar rütbesi olan asker, gedikli


Telaffuz : a'stsubay

astsubay başçavuş
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Astsubaylığın beşinci rütbesi, başçavuş


astsubay çavuş
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Astsubaylığın ilk rütbesi


astsubay kıdemli başçavuş
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Astsubaylığın altıncı ve son rütbesi


astsubay kıdemli çavuş
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Astsubaylığın ikinci rütbesi


astsubay kıdemli üstçavuş
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Astsubaylığın dördüncü rütbesi


astsubay üstçavuş
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Astsubaylığın üçüncü rütbesi


astsubaylık
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Astsubay olma durumu

2. Astsubayın görevi


asude
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Rahat, sakin

Örnek:

1. Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde.

1. Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde.


Lisan : Farsça āsūde

Telaffuz : a:su:de

asudelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakinlik, rahatlık


aşüfte
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oynak, açık saçık kadın, kokot

Örnek:

1. Fingir fingir aşüftelerin canı koca istiyor.

1. Fingir fingir aşüftelerin canı koca istiyor.


Lisan : Farsça āşufte

Telaffuz : a:şüfte

aşüftelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aşüfte olma durumu


asuman
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gök

Örnek:

1. Düşsün olur mu toprağa göçmüş cihan gibi / Sönsün o mavi gözleri bir asuman gibi

1. Düşsün olur mu toprağa göçmüş cihan gibi / Sönsün o mavi gözleri bir asuman gibi


Lisan : Farsça āsmān

Telaffuz : a:suma:nı

Asurca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sami dilleri ailesine giren ve milattan önceki dönemlerde Ön Asya'da kullanılmış olan ölü bir dil

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan


Özel: Evet

Telaffuz : a:surca

aşure

İlgili Kelimeler:

aşure ayı, aşure günü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buğday, nohut vb. tanelerle kuru yemişlerin bir arada şekerle kaynatılmasıyla yapılan bir tatlı türü, alaca aş

Örnek:

1. Aşure yiyen İhsan, Orhan'ı görünce kâseyi ve kaşığı birdenbire elinden bıraktı.

1. Aşure yiyen İhsan, Orhan'ı görünce kâseyi ve kaşığı birdenbire elinden bıraktı.


Lisan : Arapça ʿāşūrā

Telaffuz : aşu:re

aşure ayı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muharrem


aşure günü
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Aşurenin pişirildiği muharrem ayının onuncu günü


aşure yemeye giden kaşığını taşır
Anlamı:

1. `bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır` anlamında kullanılan bir söz