Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
açıklaştırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklaştırılmak işi


açıklaştırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Açıklaştırma işine konu olmak


açıklaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklaştırmak işi


açıklaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Açık duruma getirmek

2. Rengini açtırmak


açıklatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklatabilmek işi


açıklatabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Açıklamasını veya açıklanmasını sağlamak


açıklatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklatmak işi


açıklatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Açıklamasını sağlamak


açıklattırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklattırmak işi


açıklattırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Açıklatma işini yaptırmak


açıklayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklayabilmek işi


açıklayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Açıklama ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Buraya kadar naklettiklerin, hiçbir yorumcuya ihtiyaç göstermeksizin, kendi kendilerini açıklayabilecek bir nitelik taşımaktadır.

1. Buraya kadar naklettiklerin, hiçbir yorumcuya ihtiyaç göstermeksizin, kendi kendilerini açıklayabilecek bir nitelik taşımaktadır.

2. Açıklama becerisi bulunmak


açıklayan
Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Açıklanan


açıklayıcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan

Örnek:

1. Bazı kadın yazarlarsa her şeyi göze alıp itirafçı, iç dünyalarını açıklayıcı bir yol seçerler.

1. Bazı kadın yazarlarsa her şeyi göze alıp itirafçı, iç dünyalarını açıklayıcı bir yol seçerler.

2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): `Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır` cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır


açıklayıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklayıcı olma durumu


açıklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklama işi


açıklayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açıklayıvermek işi


açıklayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kolayca açıklamak


Telaffuz : açıklayı'vermek

acıklı

İlgili Kelimeler:

acıklı komedi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun

Örnek:

1. Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı.

1. Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı.

2. Acı görmüş, yaslı, kederli

Örnek:

1. Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum.

1. Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum.


acıklı başta akıl olmaz
Anlamı:

1. `büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler` anlamında kullanılan bir söz


acıklı komedi
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Trajediye özgü ciddi ve acı verici olaylarla geleneksel olarak komediye özgü yöntemlerin içinde karşıtlaştığı tiyatro eseri, trajikomedi


açıklığa kavuşmak
Anlamı:

1. bir konu veya sorun aydınlanmak, kapalılıktan kurtarılmak, anlaşılır duruma getirilmek

Örnek:

1. Adam konuştukça yaşamımın bir bölümü şekilleniyor, bazı kısımları sanki açıklığa kavuşuyordu.

1. Adam konuştukça yaşamımın bir bölümü şekilleniyor, bazı kısımları sanki açıklığa kavuşuyordu.


açıklık

İlgili Kelimeler:

açıklıkölçer, açıklık politikası, ağzı açıklık, alnı açıklık, bahtı açıklık, başı açıklık, dik açıklık, gözü açıklık, sağ açıklık, uğuru açıklık, göz açıklığı, zihin açıklığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık olma durumu, aleniyet

2. Uzaklık, mesafe

Örnek:

1. O köprünün açıklığı da hemen hemen aynı açıklıkta bizim köprüyle.

1. O köprünün açıklığı da hemen hemen aynı açıklıkta bizim köprüyle.

3. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer

4. Boş ve geniş yer, meydanlık

5. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu

Örnek:

1. Demokrasi bir açıklık rejimidir.

1. Demokrasi bir açıklık rejimidir.

6. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh

Örnek:

1. Onlar bu faaliyetleriyle övünedursunlar konuşup yazmada açıklık erdemi yeter de artar bile gerçek aydınlara.

1. Onlar bu faaliyetleriyle övünedursunlar konuşup yazmada açıklık erdemi yeter de artar bile gerçek aydınlara.

7. fizik , fizik , fizik , fizik , Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik


açıklık getirmek
Anlamı:

1. bir konu veya sorunu anlaşılır duruma getirmek


açıklık kazanmak
Anlamı:

1. bir konu aydınlanmak, anlaşılır duruma gelmek