Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
neşriyat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yayın

Örnek:

1. Tereddütlü, imalı, gıllıgışlı bazı mülahazalar ve neşriyat vardır.

1. Tereddütlü, imalı, gıllıgışlı bazı mülahazalar ve neşriyat vardır.


Lisan : Arapça neşriyyāt

Telaffuz : neşriya:tı

neşrolunma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yayımlanma


neşrolunmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , Yayımlanmak


Lisan : Arapça neşr + Türkçe olunmak

Telaffuz : ne'şrolunmak

neşter
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Cerrahide kesme işlemlerinde kullanılan bıçak


Lisan : Farsça nīşter

neşter vurmak
Anlamı:

1. ameliyat yapmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir sorunu kesin bir sonuca ulaşmak amacıyla ele almak


neşterleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Neşterlemek işi


neşterlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Neşterle kesmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üzüntü verecek bir durumu veya sorunu hatırlatmak, deşmek

Örnek:

1. Cemiyetin böyle üstü kapalı işleyen yaralarını açıp da neşterlemelidir.

1. Cemiyetin böyle üstü kapalı işleyen yaralarını açıp da neşterlemelidir.


neşvünema
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gelişme, yetişme


Lisan : Arapça neşv + nemā

Telaffuz : ne'şvünema:

neşvünema bulmak
Anlamı:

1. gelişmek


net
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz


Lisan : İngilizce let

net

İlgili Kelimeler:

net resim, net ücret

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen

2. İyi duyulan (ses)

3. Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi

Örnek:

1. Bin beş yüz net veriyorlardı, vergi, sigorta çıktıktan sonra.

1. Bin beş yüz net veriyorlardı, vergi, sigorta çıktıktan sonra.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan

Örnek:

1. Hayatını didik didik etmek, son beş altı yıllık çizgisini net olarak ortaya çıkarmak istiyordu.

1. Hayatını didik didik etmek, son beş altı yıllık çizgisini net olarak ortaya çıkarmak istiyordu.


Lisan : Fransızca net

net resim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle 1/10 ölçeğinde çizilen ve işin, önden, yandan, üstten görünüşünü veren teknik resim


net ücret
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Brüt ücretten gelir vergisi, sigorta primi vb. kesildikten sonra ele geçen ücret


netameli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan

Örnek:

1. Artık yürüyelim, bir an önce çıkalım bu netameli yerden.

1. Artık yürüyelim, bir an önce çıkalım bu netameli yerden.

2. Başına sık sık kaza gelen

Örnek:

1. Söyle, hiçbir günü öbürüne uymayan bu belalı, bu netameli adam senden af dilemeye muhtaç mı?

1. Söyle, hiçbir günü öbürüne uymayan bu belalı, bu netameli adam senden af dilemeye muhtaç mı?


Telaffuz : neta:meli

netice
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sonuç

Örnek:

1. Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur.

1. Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur.


Lisan : Arapça netīce

Telaffuz : neti:ce

netice vermek
Anlamı:

1. sonuç vermek

Örnek:

1. Ağır ve onulmaz hastalıklar için yapılan tedavi, bir iyilik şeklinde görünse bile, azabı devam ettirmekten başka bir netice vermiyor.

1. Ağır ve onulmaz hastalıklar için yapılan tedavi, bir iyilik şeklinde görünse bile, azabı devam ettirmekten başka bir netice vermiyor.


neticelendirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sonuçlandırabilme


neticelendirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sonuçlandırabilmek


neticelendirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sonuçlandırılma


neticelendirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sonuçlandırılmak


neticelendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sonuçlandırma


neticelendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sonuçlandırmak


neticeleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sonuçlanış


neticelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sonuçlanma


neticelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sonuçlanmak

Örnek:

1. Bu, bir türlü neticelenmeyen maceranın artık hiç şüphesiz sonudur.

1. Bu, bir türlü neticelenmeyen maceranın artık hiç şüphesiz sonudur.