Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
neşelendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Neşeli duruma getirmek, şenlendirmek, keyiflendirmek


neşeleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Neşelenme işi


neşelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Neşelenmek işi


neşelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Neşeli duruma gelmek, şenlenmek, keyiflenmek

Örnek:

1. Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür.

1. Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür.


neşeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sevinçli, keyifli, şen, pürneşe

Örnek:

1. Yaşadığımızın önemini ve yapıp ettiklerimizde ölçüyü gözeterek yani edebe riayet ederek hem ciddi hem neşeli olabiliriz.

1. Yaşadığımızın önemini ve yapıp ettiklerimizde ölçüyü gözeterek yani edebe riayet ederek hem ciddi hem neşeli olabiliriz.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde

Örnek:

1. Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi.

1. Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi.


neşelilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Neşeli olma durumu


nesep

İlgili Kelimeler:

nesebi gayrisahih, nesebi sahih

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Soy, baba soyu


Lisan : Arapça neseb

neşesi kaçmak
Anlamı:

1. sevinci azalmak, kederlenmek

Örnek:

1. O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı.

1. O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı.


neşesini bulmak
Anlamı:

1. neşeli bir duruma gelmek, neşelenmek


neşesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Neşesi olmayan, keyifsiz

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sevinçsiz, keyifsiz bir biçimde


neşesizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Neşesiz olma durumu, üzgünlük

Örnek:

1. Odada derin bir neşesizlik yüzleri buruşturmuştu.

1. Odada derin bir neşesizlik yüzleri buruşturmuştu.


neşet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çıkma, ileri gelme


Lisan : Arapça neşʾet

neşet etmek
Anlamı:

1. kaynağını bir yerden almak, doğmak


nesi
Anlamı:

1. zamir , zamir , zamir , zamir , Akrabası mı, yakını mı?

Örnek:

1. Ali, Ahmet'in nesidir?

1. Ali, Ahmet'in nesidir?

2. Hangi yönü, hangi tarafı?

Örnek:

1. Bunun nesi iyi?

1. Bunun nesi iyi?


nesi var
Anlamı:

1. `çok iyi, çok güzel` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Hem nesi var yahu, akça pakça kız.

1. Hem nesi var yahu, akça pakça kız.

2. hastanın durumunu öğrenmek amacıyla kullanılan bir söz

Örnek:

1. Cemal'in nesi var? -Nezle olmuş.

1. Cemal'in nesi var? -Nezle olmuş.


nesi var nesi yok
Anlamı:

1. bütün serveti, her şeyi

Örnek:

1. Eşkıyalar yolun gerisini de tutmuşlardı. Can maldan tatlı. Herkes nesi var nesi yok efenin önüne döktü.

1. Eşkıyalar yolun gerisini de tutmuşlardı. Can maldan tatlı. Herkes nesi var nesi yok efenin önüne döktü.


nesiç
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Doku

2. Dokuma

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yapı, özellik

Örnek:

1. Kolektif bir vect, birlikte söylenilen şarkı taslağı, boğazdan gelen bu çığlıklar şiirin ilk nescini teşkil etmektedir.

1. Kolektif bir vect, birlikte söylenilen şarkı taslağı, boğazdan gelen bu çığlıklar şiirin ilk nescini teşkil etmektedir.


Lisan : Arapça nesc

neşide
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir toplulukta okunmaya değer şiir

Örnek:

1. Neşidesini okurken, birdenbire bir açılışı, bir derinleşmesi vardır.

1. Neşidesini okurken, birdenbire bir açılışı, bir derinleşmesi vardır.

2. Atasözü gibi kullanılan beyit veya dize


Lisan : Arapça neşīde

Telaffuz : neşi:de

nesih
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kaldırma, hükümsüz bırakma

2. Arap harflerinin, basımda ve yazma kitaplarda en çok kullanılan türü


Lisan : Arapça nesḫ

nesil

İlgili Kelimeler:

nesilden nesile, aslı nesli

Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Kuşak

Örnek:

1. Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar.

1. Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar.

2. Hayvanlarda döl


Lisan : Arapça nesl

nesildaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı kuşaktan olan kimse

Örnek:

1. İkiniz de benim eski ahbabım ve nesildaşımsınız, rahat konuşabiliriz.

1. İkiniz de benim eski ahbabım ve nesildaşımsınız, rahat konuşabiliriz.


nesilden nesile
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kuşaktan kuşağa, kuşaklar boyunca

Örnek:

1. Bir şehrin hayalimizde aldığı çehreleri, insandan insana değiştiği gibi nesilden nesile de değişir.

1. Bir şehrin hayalimizde aldığı çehreleri, insandan insana değiştiği gibi nesilden nesile de değişir.


nesim
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hafif yel, esinti

Örnek:

1. Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler

1. Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler


Lisan : Arapça nesīm

Telaffuz : nesi:mi

nesir
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Düzyazı

Örnek:

1. Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır.

1. Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır.


Lisan : Arapça nes̱r

neşir

İlgili Kelimeler:

neşredilmek, neşretmek, neşrolunmak, leffüneşir

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yayma, dağıtma, saçma

2. Yayım


Lisan : Arapça neşr