92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Neşeli duruma getirmek, şenlendirmek, keyiflendirmek
1. nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Neşeli duruma gelmek, şenlenmek, keyiflenmek
1. Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür.
1. Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sevinçli, keyifli, şen, pürneşe
1. Yaşadığımızın önemini ve yapıp ettiklerimizde ölçüyü gözeterek yani edebe riayet ederek hem ciddi hem neşeli olabiliriz.
1. Yaşadığımızın önemini ve yapıp ettiklerimizde ölçüyü gözeterek yani edebe riayet ederek hem ciddi hem neşeli olabiliriz.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde
1. Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi.
1. Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi.
nesebi gayrisahih, nesebi sahih
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Soy, baba soyu
Lisan : Arapça neseb
1. sevinci azalmak, kederlenmek
1. O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı.
1. O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Neşesi olmayan, keyifsiz
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sevinçsiz, keyifsiz bir biçimde
1. isim , isim , isim , isim , Neşesiz olma durumu, üzgünlük
1. Odada derin bir neşesizlik yüzleri buruşturmuştu.
1. Odada derin bir neşesizlik yüzleri buruşturmuştu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çıkma, ileri gelme
Lisan : Arapça neşʾet
1. zamir , zamir , zamir , zamir , Akrabası mı, yakını mı?
1. Ali, Ahmet'in nesidir?
1. Ali, Ahmet'in nesidir?
2. Hangi yönü, hangi tarafı?
1. Bunun nesi iyi?
1. Bunun nesi iyi?
1. `çok iyi, çok güzel` anlamında kullanılan bir söz
1. Hem nesi var yahu, akça pakça kız.
1. Hem nesi var yahu, akça pakça kız.
2. hastanın durumunu öğrenmek amacıyla kullanılan bir söz
1. Cemal'in nesi var? -Nezle olmuş.
1. Cemal'in nesi var? -Nezle olmuş.
1. bütün serveti, her şeyi
1. Eşkıyalar yolun gerisini de tutmuşlardı. Can maldan tatlı. Herkes nesi var nesi yok efenin önüne döktü.
1. Eşkıyalar yolun gerisini de tutmuşlardı. Can maldan tatlı. Herkes nesi var nesi yok efenin önüne döktü.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Doku
2. Dokuma
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yapı, özellik
1. Kolektif bir vect, birlikte söylenilen şarkı taslağı, boğazdan gelen bu çığlıklar şiirin ilk nescini teşkil etmektedir.
1. Kolektif bir vect, birlikte söylenilen şarkı taslağı, boğazdan gelen bu çığlıklar şiirin ilk nescini teşkil etmektedir.
Lisan : Arapça nesc
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir toplulukta okunmaya değer şiir
1. Neşidesini okurken, birdenbire bir açılışı, bir derinleşmesi vardır.
1. Neşidesini okurken, birdenbire bir açılışı, bir derinleşmesi vardır.
2. Atasözü gibi kullanılan beyit veya dize
Lisan : Arapça neşīde
Telaffuz : neşi:de
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kaldırma, hükümsüz bırakma
2. Arap harflerinin, basımda ve yazma kitaplarda en çok kullanılan türü
Lisan : Arapça nesḫ
nesilden nesile, aslı nesli
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Kuşak
1. Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar.
1. Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar.
2. Hayvanlarda döl
Lisan : Arapça nesl
1. isim , isim , isim , isim , Aynı kuşaktan olan kimse
1. İkiniz de benim eski ahbabım ve nesildaşımsınız, rahat konuşabiliriz.
1. İkiniz de benim eski ahbabım ve nesildaşımsınız, rahat konuşabiliriz.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kuşaktan kuşağa, kuşaklar boyunca
1. Bir şehrin hayalimizde aldığı çehreleri, insandan insana değiştiği gibi nesilden nesile de değişir.
1. Bir şehrin hayalimizde aldığı çehreleri, insandan insana değiştiği gibi nesilden nesile de değişir.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hafif yel, esinti
1. Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler
1. Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler
Lisan : Arapça nesīm
Telaffuz : nesi:mi
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Düzyazı
1. Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır.
1. Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır.
Lisan : Arapça nes̱r
neşredilmek, neşretmek, neşrolunmak, leffüneşir
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yayma, dağıtma, saçma
2. Yayım
Lisan : Arapça neşr