92406 kayıt bulundu.
fidyeinecat
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kurtuluş
1. Esirliğin ağır ve ateşli zincirleri altında inleyen her Müslüman, bir necat gününden ümidini kesmemiş.
1. Esirliğin ağır ve ateşli zincirleri altında inleyen her Müslüman, bir necat gününden ümidini kesmemiş.
Lisan : Arapça necāt
Telaffuz : neca:tı
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hangi dilde, hangi dilden?
1. Bu adam nece konuşuyor? Bu yazı necedir?
1. Bu adam nece konuşuyor? Bu yazı necedir?
Telaffuz : ne'ce
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Parlak ve saydam bir tür kuvars billuru
1. Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşları serpiştirilmiştir.
1. Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşları serpiştirilmiştir.
1. isim , isim , isim , isim , Ne iş yapar, ne ile uğraşır?
1. Benim babam neciydi anne?
1. Benim babam neciydi anne?
1. niçin karışıyor, ona ne?
1. Sen neci oluyorsun, kendi işine bak!
1. Sen neci oluyorsun, kendi işine bak!
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Soylu, soyu temiz
Lisan : Arapça necīb
1. isim , isim , isim , isim , Pişmanlık
1. Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum.
1. Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum.
Lisan : Arapça nedāmet
Telaffuz : neda:met
1. pişman olmak
1. Ben şimdi nedamet getirdim.
1. Ben şimdi nedamet getirdim.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yara izi
Lisan : Arapça nedbe
neden bilimi, neden sonra, ereksel neden, ağırlaştırıcı neden, hafifletici neden, varlık nedeni
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
1. Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?
1. Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?
2. isim , isim , isim , isim , Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
1. İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden onu ayrıca ilgilendiriyor.
1. İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden onu ayrıca ilgilendiriyor.
3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
1. isim , isim , isim , isim , Olgulara yol açan sebeplerin bütünü, etiyoloji
2. Hastalık sebeplerini araştıran tıp dalı, etiyoloji
1. bir şeyin olmasına veya ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
1. Eski iş yerine son bir kere ifade vermek için gelmesi bile hüzünlenmesine neden olmuştu.
1. Eski iş yerine son bir kere ifade vermek için gelmesi bile hüzünlenmesine neden olmuştu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aradan bir hayli zaman geçince
1. Bulunduğum kanepeye bir ihtiyarın gelip oturmuş olduğunu neden sonra fark ettim.
1. Bulunduğum kanepeye bir ihtiyarın gelip oturmuş olduğunu neden sonra fark ettim.
2. İş işten geçtikten sonra
1. Şu karşıdan gelen dilber / Gelir amma neden sonra
1. Şu karşıdan gelen dilber / Gelir amma neden sonra
1. zarf , zarf , zarf , zarf , -den ötürü, -den dolayı, dolayısıyla, sebebiyle, hasebiyle, haysiyetiyle
Telaffuz : nedeni'yle
nedenli nedensiz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nedeni olan, sebepli
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla, her nasılsa, her ne hikmetse, her nedense
1. Nedense hikâyelerimi, röportaj biçimi başka yazılarımı hep takma adlarla verirdim gazeteye.
1. Nedense hikâyelerimi, röportaj biçimi başka yazılarımı hep takma adlarla verirdim gazeteye.
Telaffuz : nede'nse
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Nedenle ilgili olan, sebep niteliğinde olan, illî
nedensellik ilkesi
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Nedensel olma durumu, illiyet
1. isim , isim , isim , isim , Her şeyin bir sebebi vardır ve aynı şartlar altında, aynı nedenler, aynı etkileri doğurur biçiminde özetlenebilen ilke
nedenli nedensiz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nedeni olmayan, sebepsiz
1. Sürekli tetikte duruş hâlimiz psişik bir görünüm arz ediyorsa herhâlde nedensiz değil.
1. Sürekli tetikte duruş hâlimiz psişik bir görünüm arz ediyorsa herhâlde nedensiz değil.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir sebebi olmadan
1. Nedensiz kuş uçmaz denir. Arasam sıralayabilirim birkaç neden.
1. Nedensiz kuş uçmaz denir. Arasam sıralayabilirim birkaç neden.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Arkadaş, yakın dost
2. Yüksek makamdaki kişileri hoş sözlerle, güzel fıkra ve hikâyelerle eğlendiren kimse
Lisan : Arapça nedīm
Telaffuz : nedi:mi