Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ne sakala minnet ne bıyığa
Anlamı:

1. `insan en yakın akrabalarından bile yardım istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinmelidir` anlamında kullanılan bir söz


ne Şam'ın şekeri ne Arap'ın zekeri (veya yüzü)
Anlamı:

1. yararı olsa bile istenmeyen kimseler için söylenen bir söz


ne şeytanı gör ne salavat getir
Anlamı:

1. gücünün yetmediği işe kalkışmamayı, kalkışılırsa da başkalarından medet ummamayı anlatmak için söylenen bir söz

Örnek:

1. Gerçi çiğ yememişler, karınları ağrımıyordu ama gene de ne şeytanı görmek ne de salavat getirmekten yanaydılar.

1. Gerçi çiğ yememişler, karınları ağrımıyordu ama gene de ne şeytanı görmek ne de salavat getirmekten yanaydılar.


ne şiş yansın ne kebap
Anlamı:

1. `iki taraf da gücendirilmesin veya korunsun` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Haydi beyler, öyle bir yol bulalım ki ne şiş yansın ne kebap.

1. Haydi beyler, öyle bir yol bulalım ki ne şiş yansın ne kebap.


ne söylüyorsun?
Anlamı:

1. `söylediğine dikkat ediyor musun?` anlamında kullanılan bir söz

2. `gerçek mi? doğru mu?` anlamında kullanılan bir söz


ne var ki
Anlamı:

1. aralarında aykırılık bulunan cümleleri bağlamaya yarayan bir söz, ama, fakat, lakin, gelgelelim

Örnek:

1. Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum.

1. Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum.


ne var ne yok
Anlamı:

1. her şey

Örnek:

1. Ailesi de elde avuçta ne var ne yok satarak İstanbul'a göçmek zorunda kalmıştı.

1. Ailesi de elde avuçta ne var ne yok satarak İstanbul'a göçmek zorunda kalmıştı.

2. `ne haberler var, işler nasıl?` anlamında kullanılan bir söz


ne yaparsın (veya yapmalı) ki
Anlamı:

1. ne çare ki


ne yapıp yapıp
Anlamı:

1. her ne durumda olursa olsun bir çözüm yolu bularak

Örnek:

1. Seni ne yapıp yapıp memleketine göndereceğim.

1. Seni ne yapıp yapıp memleketine göndereceğim.


ne yaptığını bilmemek
Anlamı:

1. aklı başında olmadığından bilinçsizce davranmak


ne yârden geçilir ne serden
Anlamı:

1. `insan ne kendinden ne de sevdiklerinden kolay kolay vazgeçemez` anlamında kullanılan bir söz


ne yazar
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , `hükmü olur mu? değeri var mı?` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Tut ki para babası olduk, kültür ve sanat alanında bir karış yol alamazsak bütün bunlar ne yazar?

1. Tut ki para babası olduk, kültür ve sanat alanında bir karış yol alamazsak bütün bunlar ne yazar?


ne yazık ki
Anlamı:

1. üzülerek belirtelim ki

Örnek:

1. Ne yazık ki bu görüşleri bozuk kimselerin gördükleri ekseriya mukavva heykellerdir.

1. Ne yazık ki bu görüşleri bozuk kimselerin gördükleri ekseriya mukavva heykellerdir.


ne yüzle
Anlamı:

1. hiç utanmadan, sıkılmadan


nebat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitki

Örnek:

1. Hepsi kır nebatları gibi gelişigüzel, bu mevsim burada, öbür mevsim orada doğup yaşıyorlar.

1. Hepsi kır nebatları gibi gelişigüzel, bu mevsim burada, öbür mevsim orada doğup yaşıyorlar.


Lisan : Arapça nebāt

Telaffuz : neba:tı

nebatat

İlgili Kelimeler:

nebatat bahçesi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkiler

2. Bitki bilimi


Lisan : Arapça nebātāt

Telaffuz : neba:ta:tı

nebatat bahçesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her türlü bitkinin örnek olarak yetiştirilip meraklılarının incelemesine açık bulundurulan yer, botanik bahçesi


nebati
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bitki ile ilgili, bitkisel


Lisan : Arapça nebātī

Telaffuz : neba:ti:

nebbaş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Mezar soyguncusu


Lisan : Arapça nebbāş

Telaffuz : nebba:şı

nebbaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mezar soygunculuğu


nebevi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Peygamberle ilgili, peygambere ilişkin


Lisan : Arapça nebevī

Telaffuz : nebevi:

nebi
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kendisine kitap indirilmemiş peygamber


Lisan : Arapça nebī

Telaffuz : nebi:

nebülöz
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bulutsu


Lisan : Fransızca nébuleuse

necabet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Temiz bir soydan gelme, soyluluk

Örnek:

1. Eşyanın bile ihtiyarlamasında bir necabet vardı.

1. Eşyanın bile ihtiyarlamasında bir necabet vardı.


Lisan : Arapça necābet

Telaffuz : neca:bet

necaset
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Pislik

2. Dışkı, ters (Il)


Lisan : Arapça necāset

Telaffuz : neca:set