Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ne dağda bağım var ne çakaldan davam
Anlamı:

1. `tuttuğum bir taraf yok ki ona saldıranların karşısında olayım` anlamında kullanılan bir söz


ne de olsa
Anlamı:

1. `ne denli eksiği, kusuru olursa olsun, böyle olmakla birlikte` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Ne de olsa o bizden tecrübelidir.

1. Ne de olsa o bizden tecrübelidir.


ne dedim de
Anlamı:

1. yapılan bir şeyden duyulan pişmanlığı belirten bir söz

Örnek:

1. Ah be, ne dedim de okumadım.

1. Ah be, ne dedim de okumadım.


ne demek olsun
Anlamı:

1. ne demek


ne demek?
Anlamı:

1. `öyle şey olur mu, o nasıl şey, yakışık alır mı?` anlamında kullanılan bir söz

2. `tabii ki, elbette, lafı mı olur?` anlamında kullanılan bir söz


ne demeye
Anlamı:

1. ne diye, nasıl bir düşünceyle, hangi maksatla, niçin?

Örnek:

1. Hadi müşteriyi iplediğin yok, patrona ne demeye boş verirsin!

1. Hadi müşteriyi iplediğin yok, patrona ne demeye boş verirsin!

2. hangi anlama?


ne denir (veya dersin)
Anlamı:

1. bir konuda söyleyecek söz kalmadığını anlatan bir söz


ne denli
Anlamı:

1. ne kadar

Örnek:

1. Fakat şaşkınlığı ne denli büyük olursa olsun, oranın güzelliği daha büyüktü.

1. Fakat şaşkınlığı ne denli büyük olursa olsun, oranın güzelliği daha büyüktü.


ne dese beğenirsin?
Anlamı:

1. beklenmeyen bir söz söylenildiğinde kullanılan bir söz


ne diye?
Anlamı:

1. nasıl bir düşünceyle, niçin?

Örnek:

1. Sen bundan on yıl önce kişiliğini bulmuştun, ne diye bunu bırakıp başka şeyler arıyorsun?

1. Sen bundan on yıl önce kişiliğini bulmuştun, ne diye bunu bırakıp başka şeyler arıyorsun?


ne ekersen onu biçersin
Anlamı:

1. `nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün` anlamında kullanılan bir söz


ne fayda
Anlamı:

1. iş işten geçtikten sonra alınan boş önlemler için `neye yarar` anlamında kullanılan bir söz


ne gam
Anlamı:

1. üzülmeye gerek yok


ne gezer
Anlamı:

1. bulunmaz, yoktur

Örnek:

1. Kâr mı, ne gezer efendim? Hatta ziyanına satıyordu.

1. Kâr mı, ne gezer efendim? Hatta ziyanına satıyordu.


ne gibi?
Anlamı:

1. nasıl, ne türlü?


ne gözle bakmak
Anlamı:

1. inancını belirtir biçimde bakmak

2. değerlendirmek


ne güne duruyor?
Anlamı:

1. ... varken başka şey gerekmez

Örnek:

1. Biz ne güne duruyoruz?

1. Biz ne güne duruyoruz?

2. şimdi yapmazsa ne zaman yapacak?


ne günlere kaldık!
Anlamı:

1. zamanın olaylarından yakınma anlatan bir söz


ne haber?
Anlamı:

1. herhangi bir bilgi var mı?

2. ne var ne yok

3. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , `senin hiçbir şeyden haberin yok` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. O, başkalarıyla geziyormuş, ne haber?

1. O, başkalarıyla geziyormuş, ne haber?


ne hacet
Anlamı:

1. gereksiz, gerek yok

Örnek:

1. Bir gamlı hazanın seherinde / Israra ne hacet yine bülbül?

1. Bir gamlı hazanın seherinde / Israra ne hacet yine bülbül?


ne haddine!
Anlamı:

1. ona mı düşmüş, ona mı kalmış, ona düşmez

Örnek:

1. Böyle yazı yazmak onun ne haddine!

1. Böyle yazı yazmak onun ne haddine!


ne hâlde?
Anlamı:

1. hangi durumda?


ne hâli varsa görsün
Anlamı:

1. öğüt ve uyarı dinlemeyenler için `ne yaparsa yapsın, beni ilgilendirmez` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Boş ver ne hâlleri varsa görsünler, ben bu heriflere bulaşamam.

1. Boş ver ne hâlleri varsa görsünler, ben bu heriflere bulaşamam.


ne hesaba gelmek ne de kantara
Anlamı:

1. elle tutulur olmamak, tutarlı ve sağlam görünmemek

Örnek:

1. Anlattıkların ne hesaba gelir ne de kantara.

1. Anlattıkların ne hesaba gelir ne de kantara.


ne hikmetse (veya hikmettir)
Anlamı:

1. bilmezlikten gelinen durumlarda kullanılan bir söz

Örnek:

1. Elektrik ampulü ne hikmetse hep bozulmuş olurdu.

1. Elektrik ampulü ne hikmetse hep bozulmuş olurdu.

2. bilinmeyen bir sebepten ötürü

Örnek:

1. Zira dünkü yemekte ne hikmetse Ethel, durup dururken dil değiştirmeye karar verdi ya da her daim konuştuğumuz dili unutuverdi.

1. Zira dünkü yemekte ne hikmetse Ethel, durup dururken dil değiştirmeye karar verdi ya da her daim konuştuğumuz dili unutuverdi.