Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
natürizm
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Doğacılık


Lisan : Fransızca naturisme

natürmort
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölüdoğa


Lisan : Fransızca nature morte

navçağan
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çiçekleri katmerli ve mor renkte olan bir tür tatula (Datura)


navigasyon
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Yolbul


Lisan : Fransızca navigation

navigatör
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolbil


Lisan : Fransızca navigateur

navlun
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yerden başka yere ulaştırmak için gemiye alınan eşyanın bütünü

2. Taşıyıcı tarafından, gemisinde taşınacak yük için istenen ücret

Örnek:

1. Kendi kesemden navlun parasını ödeyecektim, nasıl olsa.

1. Kendi kesemden navlun parasını ödeyecektim, nasıl olsa.


Lisan : Rumca

naylon

İlgili Kelimeler:

naylon fatura, naylon kız

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dayanıklı ve esnek döküm maddesi

Örnek:

1. Geç saatlere kadar çöpten toplayacakları demirleri, şişeleri, naylonları nasıl satacaklarını konuştular.

1. Geç saatlere kadar çöpten toplayacakları demirleri, şişeleri, naylonları nasıl satacaklarını konuştular.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu maddeden yapılan

Örnek:

1. Plastik deyince bu devirde birtakım naylon eşya, şu bu geliyor hatıra.

1. Plastik deyince bu devirde birtakım naylon eşya, şu bu geliyor hatıra.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Düzme, düzmece, sahte


Lisan : Fransızca nylon

Telaffuz : na'ylon, l ince okunur

naylon fatura
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Faturası olmayan bir mal için alıcıya verilen veya birini harcama yapmış gibi göstermek amacıyla yasa dışı olarak düzenlenen faturanın halk arasındaki adı


naylon kız
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Çağdaş, modern kız

2. Gerçekte olması gerektiği gibi davranmayan kız


naz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış, cilve, eda

2. İsteksiz gibi görünerek yalvartmak amacıyla yapılan davranış

Örnek:

1. Çok naz âşık usandırır.

1. Çok naz âşık usandırır.

3. Şımarıkça davranış


Lisan : Farsça nāz

naz etmek
Anlamı:

1. nazlanmak

Örnek:

1. Bu kız araya girmemiş olsaydı, Sevim belki bana bir parça naz ederdi.

1. Bu kız araya girmemiş olsaydı, Sevim belki bana bir parça naz ederdi.


nazal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Genizsil


Lisan : Fransızca nasal

Telaffuz : l ince okunur

nazar

İlgili Kelimeler:

nazar boncuğu, nazarıdikkat, nazarıitibar, noktainazar, sarfınazar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında insanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, göz

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bakış, bakma, göz atma

Örnek:

1. İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor.

1. İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor.


Lisan : Arapça naẓar

nazar boncuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nazar değmesin diye takılan mavi boncuk veya bunun yerini tutan başka şey, göz boncuğu

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Eşi benzeri olmayan, tek


nazar değmek
Anlamı:

1. göz değmek

Örnek:

1. Oğluna nazar değecek diye ödü patlar, kaplumbağanın yumurtasına yaptığı gibi bir an bile gözünü ayırmak istemezdi ondan.

1. Oğluna nazar değecek diye ödü patlar, kaplumbağanın yumurtasına yaptığı gibi bir an bile gözünü ayırmak istemezdi ondan.


nazara gelmek
Anlamı:

1. göz değmek

Örnek:

1. Nazara gelmemek için kendi kendine okuyup üflüyor, nerede tahta görürse tak tak vuruyor.

1. Nazara gelmemek için kendi kendine okuyup üflüyor, nerede tahta görürse tak tak vuruyor.


nazaran
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Göre, oranla, kıyasla

Örnek:

1. Buna nazaran şimdi vereceğim malumat ve izahatı anlamak daha kolay olacaktır.

1. Buna nazaran şimdi vereceğim malumat ve izahatı anlamak daha kolay olacaktır.


Lisan : Arapça naẓaran

Telaffuz : naza'ran

nazari
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kuramsal

Örnek:

1. Bazı nazari dersler bir kısım talebeye hiç şüphesiz daha eğlenceli gelecektir.

1. Bazı nazari dersler bir kısım talebeye hiç şüphesiz daha eğlenceli gelecektir.


Lisan : Arapça naẓarī

Telaffuz : nazari:

nazarı değmek
Anlamı:

1. gözü değmek


nazarıdikkat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin herhangi bir konuya duyduğu yoğun ilgi


Lisan : Arapça naẓar + diḳḳat

Telaffuz : naza'rıdikkat

nazarıdikkate almak
Anlamı:

1. dikkatle inceleyerek değerlendirmek

2. göz önünde bulundurmak


nazarıdikkatini çekmek
Anlamı:

1. ilgisini çekmek


nazarıitibar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İlgi, dikkat


Lisan : Arapça naẓar + iʿtibār

Telaffuz : naza'rıi:tiba:rı

nazarıitibara almak
Anlamı:

1. dikkat etmek, dikkate almak


nazarında
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Birinin düşüncesine göre, birinin gözünde

Örnek:

1. Bu, İsviçreliler nazarında bizim itibarımızı hayli yükseltmişti.

1. Bu, İsviçreliler nazarında bizim itibarımızı hayli yükseltmişti.