92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyilikbilmez
1. Nankörler! Yediğiniz ekmek boğazınızda dursun.
1. Nankörler! Yediğiniz ekmek boğazınızda dursun.
Lisan : Farsça nānkūr
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nanköre yakışır
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (nankö'rce) Nankör bir biçimde, nankörcesine
1. isim , isim , isim , isim , Nankör olma durumu
2. Nankörce davranış, küfran, küfranlık
1. Kadın ağzını açmış, gözünü yummuş, ne nankörlüğünü ne taş yürekliliğini bırakmıştı.
1. Kadın ağzını açmış, gözünü yummuş, ne nankörlüğünü ne taş yürekliliğini bırakmıştı.
1. nankörce davranışla karşılaşmak
1. Annen bu yalıya o kadar emek vermiş, sonra nankörlük görmüş.
1. Annen bu yalıya o kadar emek vermiş, sonra nankörlük görmüş.
1. isim , isim , isim , isim , Son derece küçük bakteri
Lisan : İngilizce nanobacteria
1. isim , isim , isim , isim , Maddenin atomik veya moleküler boyutta işlenerek mikroskobik boyutta ürünlerin üretilmesi yöntemi
Lisan : İngilizce nanotechnology
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nanoteknoloji ile ilgili
Lisan : İngilizce nano + Fransızca technologique
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Bir cins ince, sık dokunmuş patiska
1. Annesine gelince şu anda nansuk üzerine pembe pamukaki ile fisto yapmakta.
1. Annesine gelince şu anda nansuk üzerine pembe pamukaki ile fisto yapmakta.
Lisan : Fransızca nansouk
napalm bombası
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Yangın bombalarının doldurulmasında kullanılan, alüminyum veya sodyum palmitatla kıvamlaştırılmış madde
Lisan : Fransızca napalm
narçiçeği, nar şerbeti, kudret narı
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Nargillerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri büyük, koyu kırmızı renkte, küçük bir ağaç (Punica granatum)
2. Bu ağacın kırmızımtırak sarı sert bir kabukla örtülü, içinde çok sayıda kırmızımtırak, sulu taneler bulunduran yuvarlak yemişi
Lisan : Farsça nār, enār
nârıbeyza
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ateş
Lisan : Arapça nār
Telaffuz : na:r
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Narval
1. isim , isim , isim , isim , Taze nardan yapılan şerbet
1. İçi öyle yanıyordu ki elinde olmadan buğulu bira dubleleri, bardak çatlatan nar şerbetleri kuruyor.
1. İçi öyle yanıyordu ki elinde olmadan buğulu bira dubleleri, bardak çatlatan nar şerbetleri kuruyor.
1. isim , isim , isim , isim , Haykırma, bağırma
1. Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.
1. Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.
2. Sarhoş veya külhanbeyi bağırması
Lisan : Arapça naʿre
Telaffuz : na:ra
1. yüksek sesle uzun uzun haykırmak
1. Bu cevabı alan Şems bir nara atarak kendinden geçmiş ve bir daha Mevlâna'nın peşinden ayrılmaz olmuştu.
1. Bu cevabı alan Şems bir nara atarak kendinden geçmiş ve bir daha Mevlâna'nın peşinden ayrılmaz olmuştu.
1. isim , isim , isim , isim , Parlak kırmızı renk
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. Bu anda narçiçeği elbiseli kadın belirir.
1. Bu anda narçiçeği elbiseli kadın belirir.
Telaffuz : na'rçiçeği
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , Hindistan cevizi
Lisan : Arapça nārcīl
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Nar, erik, kızılcık vb. yemişlerden yapılan pekmez
Lisan : Farsça nārdeng
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen, başakçıkları tek çiçekli küçük bir bitki (Eryngium campestre)
Lisan : Farsça nārdīn