Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
nakletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakletmek işi


nakletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Nakil işini yapmak, bir yerden başka bir yere geçirmek, iletmek

Örnek:

1. İkisi de koluna girerek hastayı otomobile naklettiler.

1. İkisi de koluna girerek hastayı otomobile naklettiler.

2. Anlatmak, aktarmak

Örnek:

1. Olanı biteni, olduğu gibi bir bir nakledeyim de yüreğiniz rahat etsin.

1. Olanı biteni, olduğu gibi bir bir nakledeyim de yüreğiniz rahat etsin.


Lisan : Arapça naḳl + Türkçe etmek

Telaffuz : na'kletmek

naklettirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Naklettirmek işi


naklettirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Nakil işini yaptırmak, nakledilmesini sağlamak


Telaffuz : na'klettirmek

naklî

İlgili Kelimeler:

naklî mazi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Taşıma ile ilgili olan

2. Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)


Lisan : Arapça naḳlī

Telaffuz : nakli:

naklî mazi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Belirsiz geçmiş


nakliyat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıma işleri, taşımacılık


Lisan : Arapça naḳliyyāt

Telaffuz : nakliya:tı

nakliyatçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıma işleri yapan kimse, taşımacı


nakliyatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakliyatçı olma durumu

2. Nakliyatçının işi


nakliye

İlgili Kelimeler:

vesaitinakliye

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıma işi

2. Taşıma ücreti, taşımalık


Lisan : Arapça naḳliyye

nakliyeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşımacı


nakliyecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşımacılık

Örnek:

1. Samsun ile içeri iller arasında kamyonla nakliyecilik yapmak için birleşmişlerdi.

1. Samsun ile içeri iller arasında kamyonla nakliyecilik yapmak için birleşmişlerdi.


nakşedebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakşedebilmek işi


nakşedebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Nakşetme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Nakşetme becerisi bulunmak


Lisan : Arapça naḳş + Türkçe edebilmek

Telaffuz : na'kşedebilmek

nakşetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakşetmek işi


nakşetmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Süslemek, bezemek, nakış yapmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kalıcı ve etkili olmasını sağlamak, işlemek

Örnek:

1. Yüzünü hayalime nakşetmek için kalbimin bütün kuvvetiyle bakıyordum.

1. Yüzünü hayalime nakşetmek için kalbimin bütün kuvvetiyle bakıyordum.


Lisan : Arapça naḳş + Türkçe etmek

Telaffuz : na'kşetmek

Nakşi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakşibendi


Lisan : Arapça naḳş + -ī

Telaffuz : nakşi:

Nakşibendi
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Nakşibendilik tarikatından olan kimse


Özel: Evet

Lisan : Arapça naḳş + Farsça bend + Arapça -ī

Telaffuz : na'kşibendi:

Nakşibendilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şeyh Muhammed Bahaüddin Nakşibend'in kurduğu, gizli ibadete dayanan bir tarikat, Nakşilik


Özel: Evet

Nakşilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakşibendilik


Özel: Evet

nakşolma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakşolmak işi

Örnek:

1. Hafızalara nakşolması lazım gelen mucizeler bile unutuluyor.

1. Hafızalara nakşolması lazım gelen mucizeler bile unutuluyor.


nakşolmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bir yerde belirli bir iz bırakmak, yer etmek


Lisan : Arapça naḳş + Türkçe olmak

Telaffuz : na'kşolmak

nakşolunma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nakşolunmak işi


nakşolunmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Nakşolma işi yapılmak


Telaffuz : na'kşolunmak

nakzen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Bozarak


Lisan : Arapça naḳżen

Telaffuz : na'kzen