92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Nakışla bezemek, işlemek
1. Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi.
1. Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi.
1. isim , isim , isim , isim , Nakış olma durumu
1. Mimari değişmiş, heykel değişmiş, diller değişmiş fakat nakış her zaman nakışlığını korumuştur.
1. Mimari değişmiş, heykel değişmiş, diller değişmiş fakat nakış her zaman nakışlığını korumuştur.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nakşı olmayan
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Nakşı olmaksızın
1. Ben bu çevreyi motifsiz, nakışsız, dümdüz getiriyorum göz önüne.
1. Ben bu çevreyi motifsiz, nakışsız, dümdüz getiriyorum göz önüne.
nakit kartı, nakit para
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Para, akçe
2. Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit
Lisan : Arapça naḳd
1. isim , isim , isim , isim , Bankalardan peşin para almak veya para çekmek için kullanılan kart
nakzetmek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bozma, çözme
2. Kırma
Lisan : Arapça naḳż
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki yarım küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir davul türü
Lisan : Arapça naḳḳāre
Telaffuz : nakka:re
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Mehter takımı
2. Bu takımın bulunduğu yer
Lisan : Arapça naḳḳār + Farsça ḫāne
Telaffuz : nakkarha:ne
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta, bezekçi
1. Fırçayı tutamıyor parmakları nakkaşın / Mermeri oymaz oldu eli heykeltıraşın
1. Fırçayı tutamıyor parmakları nakkaşın / Mermeri oymaz oldu eli heykeltıraşın
2. Nakışçı
Lisan : Arapça naḳḳāş
Telaffuz : nakka:şı
1. -i , -i , -i , -i , Nakletme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Nakletme becerisi bulunmak
Telaffuz : na'kledebilmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Nakletme işi yapılmak veya nakletme işine konu olmak
1. Malzeme deniz yoluyla daha ucuza nakledilecektir.
1. Malzeme deniz yoluyla daha ucuza nakledilecektir.
Telaffuz : na'kledilmek
naklen yayın
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Nakil yoluyla, aktarılarak
Lisan : Arapça naḳlen
Telaffuz : na'klen
naklen yayın aracı
1. isim , isim , isim , isim , Stüdyo dışında gerçekleşen ve düzenlemeleri önceden yapılmış olan gösteri, toplantı, etkinlik vb.nin tamamının radyo veya televizyondan aktarılması