Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
muzırlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zararlı olma, zararlı iş veya davranışlarda bulunma durumu

Örnek:

1. Sokak çocuklarını bir muzırlık yapmasınlar diye mektep çocukları gibi ikişer ikişer tabura sokarak bahçeden geçirdi.

1. Sokak çocuklarını bir muzırlık yapmasınlar diye mektep çocukları gibi ikişer ikişer tabura sokarak bahçeden geçirdi.

2. Zarar verici yaramazlık

Örnek:

1. Öne geçme derdiyle muzırlıklar icat ederdi.

1. Öne geçme derdiyle muzırlıklar icat ederdi.


müzisyen
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzik eserleri yaratan, besteleyen veya besteleri çalan kimse, müzikçi

Örnek:

1. İlk bakışta, işsiz ve aç gezen müzisyenlerimiz için böyle bir yola başvurulması, işi halledecek gibi geliyor insana.

1. İlk bakışta, işsiz ve aç gezen müzisyenlerimiz için böyle bir yola başvurulması, işi halledecek gibi geliyor insana.


Lisan : Fransızca musicien

müzisyenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzisyenin yaptığı iş


muzlim
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Karanlık

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gizli, belirsiz


Lisan : Arapça muẓlim

muzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muz yetiştirilen bahçe


muzmahil
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çökmüş, çöküntüye uğramış


Lisan : Arapça mużmaḥill

müzmin

İlgili Kelimeler:

müzmin bekâr

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Süreğen

Örnek:

1. Müzmin suskunlukların ardından müthiş açık sözlülükler gelebilir.

1. Müzmin suskunlukların ardından müthiş açık sözlülükler gelebilir.


Lisan : Arapça muzmin

müzmin bekâr
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evlilik çağını geçmiş olup da henüz evlenmemiş olan kimse

2. Evlenmeyi düşünmeyen kimse


müzmin bekârlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzmin bekâr olma durumu


müzminleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süreğenleşme


müzminleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Süreğenleşmek

Örnek:

1. Hastalık müzminleşti.

1. Hastalık müzminleşti.


müzminleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süreğenleştirme


müzminleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Süreğenleştirmek


müzminlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süreğenlik


muzsu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Muzu andıran, muza benzeyen, muz gibi, muzumsu


muzumsu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Muzsu


muzur
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , 343 muzır


Lisan : Arapça mużirr

Mv
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Mendelevyum elementinin eski simgesi


N
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Azot elementinin simgesi


n, N
Anlamı:

1. Türk alfabesinin on yedinci sırasında yer alan ve Ne adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından genizsil diş, diş eti ünsüzünü gösterir


Na
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Sodyum elementinin simgesi


naaş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ölen insanın vücudu, ceset

Örnek:

1. Annemin naaşı teneşir üzerinde beyaz bir kefenle örtülüydü.

1. Annemin naaşı teneşir üzerinde beyaz bir kefenle örtülüydü.


Lisan : Arapça naʿş

naat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir şeyin niteliklerini övme

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside


Lisan : Arapça naʿt

nabekâr
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yararsız, işe yaramaz

Örnek:

1. Muhbirlere göre nabekâr zenginin hüviyeti keşfedilmeden mayısın birinci günü geldi çattı.

1. Muhbirlere göre nabekâr zenginin hüviyeti keşfedilmeden mayısın birinci günü geldi çattı.

2. Serseri, haylaz, avare, işsiz


Lisan : Farsça nā + Arapça bekār

Telaffuz : na:bekâr

nabız

İlgili Kelimeler:

nabız yoklaması

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kalp atışının sağladığı kan basıncından dolayı atardamarlara parmakla basıldığında duyulan vuru

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eğilim, düşünce, niyet


Lisan : Arapça nabż