Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
müzikhol
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fon müziğinden yararlanılarak eğlenceli, fantezi oyunların oynandığı yer


Lisan : İngilizce music hall

müziklendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müziklendirmek durumu


müziklendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Müzik ile çeşitlemek, süslemek

Örnek:

1. Bir filmi müziklendirmek.

1. Bir filmi müziklendirmek.


müzikleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzikleştirmek işi


müzikleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Müzik durumuna getirmek

Örnek:

1. Ne bir ressam olup çizgileri dile getirmek ne bir ozan olup sözleri müzikleştirmek, bunların bir tekini istemezdim.

1. Ne bir ressam olup çizgileri dile getirmek ne bir ozan olup sözleri müzikleştirmek, bunların bir tekini istemezdim.


müzikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Film ve oyun için bazı bölümlerinde müzikten de yararlanılan

Örnek:

1. Bu dönemde müzikli oyunlara çok önem verilmişti.

1. Bu dönemde müzikli oyunlara çok önem verilmişti.


müzikolog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzik bilimci


Lisan : Fransızca musicologue

Telaffuz : l ince okunur

müzikoloji
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzik bilimi


Lisan : Fransızca musicologie

Telaffuz : l ince okunur

müzikolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Müzik bilimi ile ilgili


Lisan : Fransızca musicologique

Telaffuz : l ince okunur

müziksel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Müzik özellikleri taşıyan

Örnek:

1. Metin aynı zamanda müziksel bir akış da içermektedir.

1. Metin aynı zamanda müziksel bir akış da içermektedir.


müziksellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müziksel olma durumu


müziksever
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Müzik tutkusu olan, müziği seven (kimse)


Lisan : Fransızca musique + Türkçe sever

Telaffuz : müzi'ksever

müzikseverlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müziksever olma durumu


müziksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Müziği olmayan

2. Herhangi bir müzik parçası çalınmayan


muzip
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Takılgan

Örnek:

1. Hiç de yaramaz ve muzip bir çocuk olamamakla beraber ona kötü oyunlar oynamaktan çekinmemişimdir.

1. Hiç de yaramaz ve muzip bir çocuk olamamakla beraber ona kötü oyunlar oynamaktan çekinmemişimdir.


Lisan : Arapça muʿẕib

Telaffuz : mu:zip

muzipçe
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Muzibe yakışır biçimde, muzip gibi

Örnek:

1. Saçları kesilince kafası daha da küçük görünen çocuğa, ortak bir sırrı paylaşıyorlarmış gibi muzipçe göz kırptı.

1. Saçları kesilince kafası daha da küçük görünen çocuğa, ortak bir sırrı paylaşıyorlarmış gibi muzipçe göz kırptı.


Telaffuz : muzi'pçe

muzipleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muzipleşmek işi


muzipleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Takılgan davranışta bulunmak


muzipliğine uğramak
Anlamı:

1. aldatılmak, şakaya hedef olmak

Örnek:

1. Gülmüşler ve kendisine, arkadaşının bir muzipliğine uğradığını söylemişler.

1. Gülmüşler ve kendisine, arkadaşının bir muzipliğine uğradığını söylemişler.


Ön Takı : (birinin)

muziplik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Takılganlık, yaramazlık

Örnek:

1. Hem gülüyor hem sık sık bana kaçamak bakışlarla bakıyor, muziplikle göz kırpıyor.

1. Hem gülüyor hem sık sık bana kaçamak bakışlarla bakıyor, muziplikle göz kırpıyor.


muziplik etmek
Anlamı:

1. şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , karşısındakini üzecek veya uğraştıracak davranışlarda bulunmak

Örnek:

1. Genç kadın, ona muziplik etmekten hoşlanır gibi gülerek devam ediyordu.

1. Genç kadın, ona muziplik etmekten hoşlanır gibi gülerek devam ediyordu.


muzır

İlgili Kelimeler:

muzır yayın

Anlamı:

1. Zararlı

Örnek:

1. Görüyorsunuz ya iki gözüm, işsizliğin fazlası hem işverenler hem işçi arayanlar için muzırdır, iki gözüm, muzırdır doğrusu!

1. Görüyorsunuz ya iki gözüm, işsizliğin fazlası hem işverenler hem işçi arayanlar için muzırdır, iki gözüm, muzırdır doğrusu!

2. Her şeyi bozan, karıştıran (çocuk)

3. Yaramaz, cinsel gelişmeye zararlı

4. Sağlığı bozan


Lisan : Arapça mużirr

muzır yayın
Anlamı:

1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Pedagojik açıdan belli bir yaş altındaki çocuklara zararlı olan kitap, gazete, dergi vb. yayın


muzırlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muzırlaşmak durumu


muzırlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Muzır duruma gelmek