Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
muzafferane
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Muzafferce


Lisan : Arapça muẓaffer + Farsça -āne

Telaffuz : muzaffera:ne

muzafferce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Üstün bir biçimde, zafer kazanmışa yaraşır bir biçimde, muzafferane


Telaffuz : muzaffe'rce

muzafferiyet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üstün gelme, üstünlük, zafer kazanma

Örnek:

1. Bir sene, her gün başka bir muzafferiyet haberi getirerek geçti.

1. Bir sene, her gün başka bir muzafferiyet haberi getirerek geçti.


Lisan : Arapça muẓafferiyyet

muzafferlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muzaffer olma durumu, utkululuk


müzaheret
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yardım etme, arkalama, destekleme, arka çıkma


Lisan : Arapça muẓāheret

Telaffuz : müza:heret

müzaheret etmek
Anlamı:

1. yardım etmek, arkalamak, arka çıkmak


müzahir
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Arkalayan, destekleyici, arka çıkan, yardımcı


Lisan : Arapça muẓāhir

Telaffuz : müza:hir

müzahrefat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Süprüntüler, pislikler

Örnek:

1. İster misin, yaranın üstüne türlü müzahrefat yapıştırsınlar?

1. İster misin, yaranın üstüne türlü müzahrefat yapıştırsınlar?

2. Yalanlar, saptırmalar


Lisan : Arapça muzaḫrefāt

Telaffuz : müzahrefa:tı

müzakerat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir konuyla ilgili konuşmalar, danışmalar, müzakereler

Örnek:

1. Üç gün devam eden müzakerat neticesinde, ikişer nüsha olmak üzere protokol tanzim edildi.

1. Üç gün devam eden müzakerat neticesinde, ikişer nüsha olmak üzere protokol tanzim edildi.


Lisan : Arapça muẕākerāt

Telaffuz : müza:kera:tı

müzakere

İlgili Kelimeler:

ihzar müzekkeresi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma

Örnek:

1. Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim.

1. Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim.

2. Sözlü sınav

3. Etüt


Lisan : Arapça muẕākere

Telaffuz : müza:kere

müzakere etmek
Anlamı:

1. bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunmak, oylaşmak

2. sözlü sınav yapmak


müzakereci

İlgili Kelimeler:

başmüzakereci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzakere yapan kimse

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Öğrencileri çalıştıran kimse


müzakerecilik

İlgili Kelimeler:

başmüzakerecilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzakereci olma durumu


müzayaka
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sıkıntı, darlık, parasızlık


Lisan : Arapça mużāyaḳa

Telaffuz : müza:yaka

müzayede
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık artırma

Örnek:

1. Sanırım onu yurt dışında bulunduğu sırada bir müzayededen almış.

1. Sanırım onu yurt dışında bulunduğu sırada bir müzayededen almış.


Lisan : Arapça muzāyede

Telaffuz : müza:yede

muzdarip
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Izdırap ve acı çeken

Örnek:

1. Büyük bir millet, gururunda, haklarında, tarihinde mağdur ve muzdaripti.

1. Büyük bir millet, gururunda, haklarında, tarihinde mağdur ve muzdaripti.


Lisan : Arapça mużṭarib

muzdarip etmek
Anlamı:

1. acı ve ızdırap vermek

Örnek:

1. Adada bulundukları haberi beni ne kadar heyecana düşürdüyse gitmeleri ihtimali de o derece muzdarip etti.

1. Adada bulundukları haberi beni ne kadar heyecana düşürdüyse gitmeleri ihtimali de o derece muzdarip etti.


muzdariplik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muzdarip olma durumu


müze

İlgili Kelimeler:

açık hava müzesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı

Örnek:

1. O devirlere ait yatağanlar, baltalar, karabinalar, paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir.

1. O devirlere ait yatağanlar, baltalar, karabinalar, paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir.


Lisan : Fransızca musée

Telaffuz : mü'ze

müze gibi
Anlamı:

1. eski ve değerli eşyaları olan (yer)


müzebzep
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bozuk (yönetim)

2. Çok karışık, karmakarışık


Lisan : Arapça muẕebẕeb

müzeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müze kuran veya müzede çalışan kimse

Örnek:

1. Müzeci Hamit Bey.

1. Müzeci Hamit Bey.


müzecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müze kurma veya işletme işi


müzehhep
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Altın suyuna batırılmış olan

2. Yaldızla süslenmiş, yaldızlanmış


Lisan : Arapça muẕehheb

müzekker
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Eril


Lisan : Arapça muẕekker