Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
muvafakat

İlgili Kelimeler:

muvafakatname

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygun görme, onama, kabul etme


Lisan : Arapça muvāfaḳat

Telaffuz : muva:fakat

muvafakat etmek
Anlamı:

1. uygun görmek, onaylamak, kabul etmek

Örnek:

1. Sebep hep sensin, o zaman muvafakat edeydin belki bu beliyeler başıma gelmezdi.

1. Sebep hep sensin, o zaman muvafakat edeydin belki bu beliyeler başıma gelmezdi.


muvafakatname
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İzin verildiğine ilişkin üzerinde bilgi bulunan yazılı belge


Lisan : Arapça muvāfaḳat + Farsça nāme

Telaffuz : muva:fakatna:me

muvaffak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Başarmış, başarılı (kimse)


Lisan : Arapça muvaffaḳ

muvaffak olmak
Anlamı:

1. başarmak

Örnek:

1. Hatta çok kere muasırlarından Namık Kemal ve Ziya Paşa bu hususta daha muvaffak olmuşlardır.

1. Hatta çok kere muasırlarından Namık Kemal ve Ziya Paşa bu hususta daha muvaffak olmuşlardır.


muvaffakiyet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Başarı

Örnek:

1. Ufak bir istirahatten sonra oyuncular birinci muvaffakiyetin tesiri ile ikinci bir raksa başladılar.

1. Ufak bir istirahatten sonra oyuncular birinci muvaffakiyetin tesiri ile ikinci bir raksa başladılar.


Lisan : Arapça muvaffaḳiyyet

muvaffakiyetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Başarılı

Örnek:

1. Kadınlara ve kızlara yaptığı muvaffakiyetli taarruzları hatırlamaya çalışıyordum.

1. Kadınlara ve kızlara yaptığı muvaffakiyetli taarruzları hatırlamaya çalışıyordum.


muvaffakiyetsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Başarısız


muvaffakiyetsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başarısızlık

Örnek:

1. Köylü kadınlar senin muvaffakiyetsizliğine gülüyorlardı.

1. Köylü kadınlar senin muvaffakiyetsizliğine gülüyorlardı.


muvafık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Uygun

Örnek:

1. Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir.

1. Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir.


Lisan : Arapça muvāfiḳ

Telaffuz : muva:fık

muvafık bulmak
Anlamı:

1. uygun görmek kabul etmek

Örnek:

1. Bu, saadet, hürriyet vadeden düşman kumandanının karşısında inat etmeyi muvafık bulmadı.

1. Bu, saadet, hürriyet vadeden düşman kumandanının karşısında inat etmeyi muvafık bulmadı.


muvafık olmak
Anlamı:

1. uygun düşmek, kabul edilebilir olmak

Örnek:

1. Bugünkü zevkimize muvafık olarak tasfiye edilmiş, ayıklanmış bir rivayeti bir diğerinden seçebilmek pek güçtür.

1. Bugünkü zevkimize muvafık olarak tasfiye edilmiş, ayıklanmış bir rivayeti bir diğerinden seçebilmek pek güçtür.


muvahhit
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Tanrı'nın birliğine inanan


Lisan : Arapça muvaḥḥid

muvakkat
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geçici

Örnek:

1. Her muvakkat memuriyet odası gibi sade ve dağınık döşemeli bir yere girdiler.

1. Her muvakkat memuriyet odası gibi sade ve dağınık döşemeli bir yere girdiler.


Lisan : Arapça muvaḳḳat

Telaffuz : t ince okunur

muvakkaten
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Az bir zaman süresince, geçici olarak, eğreti olarak

Örnek:

1. Muvakkaten onu nöbetçi asistanın odasına yatırmışlar.

1. Muvakkaten onu nöbetçi asistanın odasına yatırmışlar.


Lisan : Arapça muvaḳḳaten

Telaffuz : muvakka'ten

muvakkatlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçicilik


muvakkit

İlgili Kelimeler:

muvakkithane

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse


Lisan : Arapça muvaḳḳit

muvakkithane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Muvakkitin görev yaptığı yer


Lisan : Arapça muvaḳḳit + Farsça ḫāne

Telaffuz : muvakkitha:ne

muvasala
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Muvasalat


Lisan : Arapça muvāṣala

Telaffuz : muva:sala, l ince okunur

muvasalat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir yere ulaşma, varma, muvasala

Örnek:

1. Salih Paşa'ya ait telgrafı, Amasya'ya muvasalatında kendisine verirdim.

1. Salih Paşa'ya ait telgrafı, Amasya'ya muvasalatında kendisine verirdim.


Lisan : Arapça muvāṣalat

Telaffuz : muva:salat, l ince okunur

muvasalat etmek
Anlamı:

1. varmak, ulaşmak


muvaşşah
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Akrostiş


Lisan : Arapça muvaşşaḥ

muvazaa
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Danışık, danışıklık


Lisan : Arapça muvāżaʿa

Telaffuz : muva:zaa

muvazaalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Danışıklı


muvazene
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Denge

Örnek:

1. Ruh muvazenesi yalpalamaya başlayınca nesil ahengi kaybolmaya yüz tutar ve şimdiki manzara doğar.

1. Ruh muvazenesi yalpalamaya başlayınca nesil ahengi kaybolmaya yüz tutar ve şimdiki manzara doğar.

2. Dengeleme


Lisan : Arapça muvāzene

Telaffuz : muva:zene