92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Görkemli, şatafatlı
1. Salih Paşa'ya, uğrayacağı iskelelerde mutantan istikballer yapılması hakkında talimat verilmişti.
1. Salih Paşa'ya, uğrayacağı iskelelerde mutantan istikballer yapılması hakkında talimat verilmişti.
Lisan : Arapça muṭanṭan
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Ateşkes
Lisan : Arapça mutāreke
Telaffuz : müta:reke
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yay ayraç
Lisan : Arapça muʿtariża
Telaffuz : mu:tariza
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kendinde kullanım hakkı olan, elinde bulunduran
1. Dalyan sahibi tıpkı bir tarlada olduğu gibi denizin o kısmına da hakani senet ile mutasarrıf.
1. Dalyan sahibi tıpkı bir tarlada olduğu gibi denizin o kısmına da hakani senet ile mutasarrıf.
2. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Sancak beyi
Lisan : Arapça mutaṣarrif
1. isim , isim , isim , isim , Mutasarrıfın görev ve makamı
1. On sekiz sene kaymakamlık ve mutasarrıflık ettim.
1. On sekiz sene kaymakamlık ve mutasarrıflık ettim.
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Sancak
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Tasarlanmış, düşünülmüş
Lisan : Arapça mutaṣavver
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Tanrı'ya adamış kimse, İslam gizemcisi, sufi
Lisan : Arapça mutaṣavvif
1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Değişinim
Lisan : Fransızca mutation
1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Değişinimci
Lisan : Fransızca mutationiste
1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , biyoloji , biyoloji , toplum bilimi , toplum bilimi , Değişinimcilik
Lisan : Fransızca mutationisme
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alışılmış, alışılan
1. Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı.
1. Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı.
Lisan : Arapça muʿtād
Telaffuz : mu:tat
mutavaat fiili
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Boyun eğme, uyma, itaat etme
2. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Dönüşlü
Lisan : Arapça muṭāvaʿat
Telaffuz : muta:vaat
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Aracı
Lisan : Arapça mutavassiṭ
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Zarar görmüş, zarara uğramış
Lisan : Arapça mutażarrir
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Mutçuluk öğretisini benimseyen, evdemonist
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Hayatın anlamını mutlulukta bulan, insan davranışlarının mutluluk isteğiyle belirlendiği görüşüne dayanan ahlak öğretisi, evdemonizm
1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Geçişli, lazım karşıtı
Lisan : Arapça muteʿaddī
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kokuşuk, pis kokulu
1. Güngörmez, rutubetli mezbele hâlini almış müteaffin aralıklardan sefaletin kokusu sızıyordu.
1. Güngörmez, rutubetli mezbele hâlini almış müteaffin aralıklardan sefaletin kokusu sızıyordu.
Lisan : Arapça muteʿaffin
1. isim , isim , isim , isim , Yüklenici
1. Bundan sonra müteahhit eline çay verenin burnuna karıncalar dolsun!
1. Bundan sonra müteahhit eline çay verenin burnuna karıncalar dolsun!
Lisan : Arapça muteʿahhid
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Sonra, arkadan, ardı sıra
Lisan : Arapça muteʿāḳiben
Telaffuz : mütea:kiben
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Arkadan gelen, ardı sıra gelen, ardı sıra
2. zarf , zarf , zarf , zarf , -den sonra
1. Bir dövüşmeyi müteakip bazen iki kişi, bazen iki saf arasında kıyasıya bir boğuşmadır başlardı.
1. Bir dövüşmeyi müteakip bazen iki kişi, bazen iki saf arasında kıyasıya bir boğuşmadır başlardı.
Lisan : Arapça muteʿāḳib
Telaffuz : mütea:kip
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Deneyüstücülük
Lisan : Arapça muteʿāliye
Telaffuz : mütea:liye